1992 yılında “Kudüs Şairi” merhum Mehmet Akif İnan, kamu görevlilerinin emek mücadelesinde yeni bir sayfa açmak için yola çıktığında baharı müjdeleyen bir çiçek olduğunu çok az sayıda kişi biliyordu. Ona sendikacılığın öyle kolay olmadığını, birkaç kişi ile bu işlerin pek de uzun soluklu olmayacağı söyleniyordu.
Ne var ki Mehmet Akif İnan, ‘’Her eylem yeniden diriltir beni’’ diyerek, Kudüs gibi direnişin merkezi olmayı başardı. Yol arkadaşları ile başlattığı soylu mücadele, zorluklara rağmen uzun soluklu oldu ve bugünlere kadar geldi. Emek olmadan başarı olamayacağı gibi, zahmet olmadan da rahmet olmuyor. Emeğin, zahmetin ve alınterinin karşılığı olarak bugün 1 milyonları aşan büyük bir aile olmanın haklı gururunu yaşamakta, bu ailenin parçası olmaktan da mutluluk duymaktayız.
Mensubu olmaktan onur duyduğumuz sendikamızın anlayışı, kadim medeniyet değerlerimiz ve erdemlilik üzerine inşa edilmiştir. Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu’nun ‘’İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’’ ilkesine de inancımızı sürdürmekteyiz. İnsana eşrefi mahlûkat olma hazzını yaşatan bu değerlere bu gün her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çünkü ülkemiz, hem kendi kabuğuna hem de bölgesine sığmamaya, büyümeye, gönül coğrafyasını genişletmeye başlamıştır.
Uluslararası güçlerin, bir takım karanlık yapıların, güçlü ve büyük Türkiye’yi istemediği hepimizin malumudur. Her fırsatta ülkemize ve değerlerimize saldıran, bizi birbirimize düşürmeye, ayrıştırmaya çalışan bu yapılara karşı medeniyet değerlerimizi kuşanarak Yeniden Büyük Türkiye idealimizi hayata geçirme vaktidir. Memur-Sen ailesi olarak eski Türkiye’ye dönmek istemediğimizi, eski Türkiye’nin o kötü fotoğraflarından memnun olmadığımızı ve adaletin, milli iradenin, özgürlüğün, sürekli kalkınmanın istikrar ile bütünleştiği bir Yeni Türkiye istediğimizi belirttik. Var gücümüzle bu uğurda ter akıtmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz. Sıkmadık el, girmedik gönül bırakmayacağız.
Biz büyük bir aileyiz. Devletimiz de mazlum coğrafyaların ümididir. Merhum Genel Başkanımız Akif İnan’ın mücadelesini bugünün şartlarıyla birleştirerek sürdürmeliyiz. Bu mücadele devletimizle, milletimizle ve memurumuzla organize olarak ilerlemelidir. Çünkü memurumuzun güçlendiği ölçüde ülkemizin güçleneceğini, güçlü kalacağını ve geleceğe sağlam adımlar atabileceğini düşünmekteyiz. Karanlık güçlerin ekonomik saldırılarına aldırmadan, memurumuzun beklentilerine çözüm bulmalıyız. Bu açıdan tarihin her döneminde olduğu gibi, devlet geleneğimizi sürdürmeli ve devlet-memur ilişkilerini güçlendirmeliyiz. 2019 yılının hem memurumuzun hem de devletimizin refah yılı olmasını temenni diyorum.