Kanımın nehriyle cetvellediğim
Bu topraklar, söyleyin neden çoraktır
Bu kara putların saldırısında
Yurdumun ki alnı ay gibi paktır
Yiğitler yol olsa destana doğru
Şehitler gözümde aynen bayraktır
Gel kurut bu çağın kargaşasını
Seninle beklenen şimdi şafaktır
Beklediği, özlemini kurduğu şafak için çıktığı yolda destanlar yazan, yok olması beklenen bir davanın inanç erliğini yapan kurucu Genel Başkanımız merhum Mehmet Akif İNAN ağabeyimize ölümünün 16. Sene-i devriyesinde Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Sendikacılıkta hakkın savunuculuğunu, emeğin, alın terinin temsilcisi olmayı yaşayarak öğreten, dava insanla kaim, insan inançla insanıdır diyerek her daim inancımıza sahip çıkmamızı isteyen Mescid-i Aksa Şairi merhum Mehmet Akif İNAN abimizin etkilendiğim yazılarından birkaç alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
16 Mart 1977 : “Önümüzde sergilenen her sözü her davranışı, her dünya görüşünü İslam’ın getirdiği ölçülerin aydınlığında değerlendirmek, hükme bağlamaktır görevimiz.”
16 Haziran 1977: “Davetçiyiz, tebliğciyiz biz. Savaşımız bize karşı çıkanlarladır. Yeryüzünde fitne çıkaranlarladır. Biz kimseyi zorlamadan iyilikle, güzellikle çağırırız. İnananlar birleşince erir küfrün saltanatı, tükenir sömürü düzeni, kurtulur esir ülkeler, esir insanlar.”
15 Ocak 1978: “Biz savaş isteyicilerden değiliz ama savaş da kaçınılmaz olunca ondan yüz çeviricilerden de değiliz. Zırhı giyersek, giydirilirse sırtımıza, savaşın sonunu alıncaya kadar çıkmaz üzerimizden. Ölüm ne ki inanmış insan için, ölümümüz şehadet olsun.”
1 Eylül 1981: “Hem yurt hem dünya meselelerini yakından, keskin bir ferasetle izlemek, münasip müdahalelerde bulunmak, müdahalesiyle yararlı bir ortam yakalamak sancısı içinde olmalı insan.”
İşte bu cümleler, kurucu Genel Başkanımızın sendikal anlayışını, dik duruşunu, dünya görüşünü en güzel anlatan sözlerdir. Bu sözlerden hareketle
Görevimiz, her sözü her davranışı İslami ölçülerin aydınlığında değerlendirmektir.
Görevimiz, şehitlerin bayraklaştığı bu toprakları gül bahçesine çevirmektir.
Görevimiz, mazlumların yanında, onların sesi olma sancısı içerisinde olmaktır.
Değerli büyüğümüz Mehmet Akif İnan şairdir, yazardır, gazetecidir ama bunlardan öte var olan düzende sendikacılığı ideolojik arenadan kurtararak toplumun değerleriyle buluşturan dönmemecesine çileye soyunarak ışıktan gözyaşlarıyla bilenen gerçek bir sendikacıdır.
Bugün adanmışlık ruhuyla mücadelesini sürdüren Memur-Senimiz 1.000.000’a yakın üye sayısı ve hizmet kollarında yetkili on bir sendikasıyla Merhum Mehmet Akif İnan abimizin aziz hatırasına sahip çıkmakta, gittikçe büyüyen bu davayı adaletin ve merhametin ışığında bir erdemliler hareketi olarak devam ettirmektedir.
Gün mirası kuşanma günüdür. Her zaferimiz Bedir, her yenilgimiz Uhud gibi olmalıdır. Bugün onu rahmet ve minnetle anarken mirasına can-ı gönülden sahip çıkacağımızı belirtmek istiyorum. Bu uğurda şahsımızın saltanatını davamızın önüne geçirmeyecek,Türkiye’nin ve dünya mazlumlarının kavgasını vermeye devam edeceğiz.
Değerli büyüğümüz, Kurucu Genel Başkanımız,
Merhum Mehmet Akif İnan Abimiz,
Makamın âli, mekânın cennet olsun.