Türkiye’nin yeni dönemine ait değerlendirmelerde de bulunan Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can TUFANOĞLU, Davaya hizmet bilinciyle üyesi olduğumuz Bayındır Memur-Sen’imizin mensubu olmak demek, bir erdemliler hareketinin içinde yer almak demektir. Ki bu büyük bir ayrıcalık, sonsuz bir gurur kaynağıdır. Bayındır Memur-Sen’in her üyesi, mabedinin göğsüne namahrem eli değdirtmeyen “Asım’ın Nesli’nin” bir ferdidir” dedi.

TUFANOĞLU, “Elimizden Gelen Gayreti Göstereceğiz”

“Sendikamıza bağlı kurumların, ülkemizin kalkınmasında önemli katkılarının olduğunu hepimiz bilmekteyiz” diyen Tufanoğlu, “Çalışanlarımızın gece gündüz demeden büyük bir özveriyle ülkemiz için canları pahasına çalıştıklarının farkında olarak çok önemli gördüğümüz sorunlarının çözümü için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:

•Tapu Müdürlüklerimizi yılda 20 milyon vatandaşımız ziyaret etmektedir. Bununla beraber Tapu Müdürlüklerimizde yılda 7 milyona yakın işlem yapılarak ülke bütçesine yaklaşık olarak 8 katrilyon lira para aktarılmaktadır. Bunların neticesinde bir memurumuza 4 işlem yaptırılması gerekirken iş yoğunluğu sebebiyle ortalama 15 işlem yaptırılmaktadır. Tapu Müdürlüklerimizde yapılan anketlere göre;  vatandaş memnuniyeti %97 iken, çalışan memnuniyetsizliği %87 olarak tespit edilmiştir. Ortada büyük bir adaletsizlik vardır. Nasıl ki Tapu Müdürlüklerinde çalışan memurlarımız için Medeni Kanunun 1007. Maddesinde değişiklik yaptırarak tapu çalışanlarımızın hayati öneme sahip bir sorununu çözdüysek, mesai mefhumu olmaksızın tapu müdürlüklerinde çalışan memurlarımızın günlük işlem sayısının kamu hizmet standartlarına çekilmesini, bunun yanında fazla mesai ücretlerini Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü çalışanlarına ödenmesini de sağlayacağız.

•Karayolları çalışanlarıyla mesai mefhumu olmaksızın kısa süre içerisinde 18.000 km bölünmüş yol yapılarak vatandaşlarımızın kaliteli, konforlu ve güvenli ulaşımları sağlanmış, ayrıca ülke ekonomisine ve ticaretine standardı yüksek yollarla önemli katkılar sunulmuştur. Kışın gece gündüz demeden  kar mücadelesi yapılarak trafiğin akışı sağlanmaktadır.

Karayolları çalışanları büyük bir fedakârlıkla işlerini yaparken bizler de Karayolları Genel Müdürlüğü çalışanlarının seyyar görev tazminatlarının tam olarak ödenmesini sağlayacağız. Ayrıca çalışan personelimizin hak ettikleri fazla mesai ücretlerini alacağız. Bakım Trafik teknik görevlilerinin önüne engel olan ilgili genelgenin iptalini sağlayacağız.

•Yapılan bir araştırmaya göre kentlerin insan psikolojisini etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğu kanıtlanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığıve İller Bankası çalışanlarıyla vatandaşlarımızın daha sağlıklı ve huzur içinde yaşayabilmeleri için modern, yaşanabilir şehirler kurduk. Kentsel dönüşüm projeleriyle vatandaşlarımızın yaşayacağı güvenli ve kaliteli mekanlar yaptık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İller Bankası çalışanlarımıza hak ettikleri değeri, sosyal ve mali haklarını almalarını sağlayacağız.

•Hayat kurtarmak için hayatlarını feda eden, Van depreminde, Soma-Ermenek maden facialarında gözü yaşlı ailelerin feryadına cevap veren, yardıma muhtaç kim varsa diline, dinine, ırkına bakmaksızın yardım elini uzatan büyük yürekli insanların bir araya geldiği bir kardeşlik hareketidir AFAD. Görevlerini öylesine gönülden ve içten yapmaktadırlar ki Suriye’den gelen 1.700.000 mülteci için kurdukları çadırkentler de yaşayan Suriyeli kardeşlerimiz, kamplarda doğan bebeklerine AFAD ismini vermektedir. Takdiri sizlere bırakıyorum. Bizler de cansiperane bir şekilde görevlerini yürüten AFAD çalışanlarının yıpranma payı ve AFAD tazminatını almak için cansiperane bir şekilde mücadele vereceğiz.

•Bağlı bütün kurumlarımızda unvan değişikliği sınavının her sene düzenli yapılmasını sağlayacağız. Görevde yükselme sınavlarını yapmayan kurumlarımızda sınav açılması için mücadele vereceğiz.

•2+2 uzaktan eğitimle lisans tamamlama programlarının kurumlarımızda hayata geçirilmesini sağlayacağız.

•Teknikerlerin 666 sayılı KHK ile ek ödemede yaşadıkları ekonomik kayıpları ortadan kaldıracağız.

Bugün burada sendikamızın kuruluşundan bu güne kadar geçen sürede yapılan toplantıların en büyüğünü gerçekleştiriyoruz. Sendikamızı çağa ayak uyduran, değişime her an açık, dinamik, etkin ve şeffaf bir yapıya, birlikte kavuşturmak için Yönetim Kurulumuzla kısa, orta ve uzun vadeli hedefler koyduk.

Kısa vadeli hedeflerimiz:

 •  15 Mayıs 2015’e kadar17.000 üye,

•   15 Mayıs 2015’e kadar üye sayısı400’ü aşan illerimizde şube yetkisinin verilmesi,

•  Toplu sözleşme, Danışma Kurulu ve Kurum İdari Kurullarının altlığının hazırlandığı, üyelerini bu toplantıda belirleyeceğimiz komisyonların kurulması,

• Sendikamızda olmayan mali, teşkilat ve disiplin yönetmeliklerinin hazırlanıp kurumsallaşma adına bunların 6 ay içerisinde hayata geçirilmesi

•  Öncelikle büyük illerde başlayacağımız daha sonra genele yayacağımız kadın komisyonlarının 3 ay içerisinde aktif hale getirilerek hanım kardeşlerimizin teşkilat içerisinde etkin rol almasının sağlanması belirlediğimiz kısa vadeli hedeflerimizdir.

Orta vadeli hedeflerimiz:

•   15 Mayıs 2016’ya kadar 22.000 üye,

•   15 Mayıs 2016’ya kadar en az 20 şube kurulması,

•    Her kurum için çalıştayların düzenlenmesi,

•    Danışma Kurulunun oluşturulması,

•    AR-GE ekibi kurularak yeni proje çalışmalarının yapılması.

 Bayındır Memur-Sen Antalya 1. Büyük Türkiye Buluşması’nda Programın açılış konuşmasını Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen yaptı.

 Konuşmasına şubat ayının şahadet ve şehitler ayı olduğunu hatırlatarak başlayan Esen, “Büyük medeniyet davamızın öncülerinin birçoğunun şehit olduğu aydır şubat. Biliriz ki davayı taşıyanlar, ancak o davaya adananlardır. Allahın nezdinde bütün şehitler medeniyet davasına adanmışlardır. İstiklal Mahkemesi tarafından 4 Şubat 1926'da idam edilen İskilipli Atıf hoca’yı rahmetle anıyorum. Ümitsizliğe düşmeyin, çünkü ümitsizlik Müslüman ahlâkından değildir diyerek ümmetin istikbalini inşa eden şehit Hasan El-Benna’yı ve ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil. Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil diyerek harlem dayanışmasını sağlayarak özgürlüğün sembolü olan şehit Malcolm X’i de rahmetle anıyorum” dedi.

ERBAKAN HOCAMIZI RAHMETLE ANIYORUZ

54. Hükümet Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı vefatının 4. Yıldönümünde rahmetle anan Esen, şu şekilde konuştu: “Bir milletin asıl gücü; topu, tüfeği yahut tankı değil imanlı ve inançlı gençliğidir diyerek hayatını davaya adamış, gergef-gergef çile ile yalnız Allah'a sığınan adam, savunan adam Necmettin Erbakan hocamızı rahmetle anıyorum. Hepimiz, seni seviyoruz.”

 VESAYETLE MÜCADELEYE DEVAM

28 Şubat'ı gerçekleştiren zihniyet tarih oluncaya kadar mücadelenin devam edeceğini dile getiren Esen, “28 Şubat’ın yıl dönümündeyiz. Karanlık post modern darbenin yıldönümü, bin yıl sürecek denilirken, reformlarla tarihin çöp sepetine atıldı. Medeniyet davamızı, top, tüfek, tank, yargı, kartel medyası ve 5’li çeteyle durdurmaya çalışanların karanlık planı demokratikleşme ile geçersiz kılındı. Bitmedi vesayetle mücadelemiz, darbeciler ve vesayetçiler normalleşme süreciyle, yeni anayasa ile tarih olacaklardır” diye konuştu.

GÜNDOĞDU: SEVDAMIZ YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen eski Genel Başkanı Ak Parti milletvekili adayı Ahmet Gündoğdu ise sözlerine merhum Erbakan'ı anarak başladı. Gündoğdu, "1970 yılından 2001 yılına kadar merhum Başbakanımız Erbakan, Milli Nizam'dan, Saadet'e, Fazilet'ten Milli Selamet'e bu siyasi partileri niçin kurmuşsa, 2001 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti'yi niye kurmuşsa 1992'de Eğitim-Bir-Sen'i, 1995'de Memur-Sen'i Akif İnan niçin kurmuşsa 2001 yılında Bayındır-Memur-Sen'i niye kurmuşsak, 2012 yılında Genç Memur-Sen'i kurmuşsak, bu bütün niçinler örgütlenmemizin geleceğe bakış açısının da yol haritasını oluşturuyor. Sevdamız yeniden büyük Türkiye, yeni bir medeniyet inşasıdır. " dedi.

HER TÜRLÜ VESAYETİN KARŞISINDAYIZ

"Sendikacılığı neden yaptık ve niçin kurulduk?" sorusunu açıklayan Gündoğdu, "Vesayet ve darbelerden kurtulmak, vesayetçileri çöp sepetine atmak için mücadele ettik. Dünyanın neresinde olursa olsun mazlumların yanında olmak için gayret ettik. Irkçılıktan kurtulmak topluma faşizan uygulamaları yaşatmak isteyenlere direnmek,  bu uygulamalardan tamamıyla kurtulmak için çalıştık. Sendikalarımızı Hz Ali,'nin "İnsanlar sizin ya dinde kardeşiniz ya  yaradılışta eşinizdir" sözünü hayata geçirmek için kurduk. İnanç hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak, Tek Parti diktatörlüğünden hesap sormak için kurduk. Yine sendikalarımızı Ümmetin kurtuluşu ve İslam birliği için kurduk. Ayrılığa son vermek için kurduk. İslam aleminin dağınıklığına son vermek için. Ortak akıl mitingleri, referandumda 'Toplu sözleşmeye de, Toplumsal sözleşmeye de evet' diyerek yürüttüğümüz kampanyalarla, başörtü özgürlüğü ile, Çözüm Süreci'nde İslam kardeşliği adına, Gezi olaylarında 11 Ağacı bahane ederek, meselenin ağaç meselesi olmadığını ağzından kaçıranların uluslararası şebekelere piyonluk yapmasına karşı koyarak bu günlere geldik" dedi.  Gezi’de meselenin ağaç olmadığını, asıl hedefin milletin iradesinin önüne geçmek olduğunu belirten Gündoğdu, “Gezi’de ağaç sevgisi var gibi gösterildi, ama bir sanatçının attığı twit ile anladık ki mesela ağaç meselesi değilmiş. Mesele eğer ağaç meselesi olsaydı, Taksim’de 11 ağacın yerinin değiştirilmesine gösterilen tepkinin hiç değilse yüzde biri Yalova’da 147 ağaca, Diyarbakır’da onlarca ağaca gösterilirdi” diye konuştu.

 İHANET EDENLERİ TANIYORUZ

17/25 Aralık küresel operasyonlarının Gezi'nin devamı olduğunu ifade eden Gündoğdu, "Açık bir ihanet süreci yaşadık. Meselemiz ibadet edenlerle değildi, ibadet ediyor gibi gözüken ama etmeyenlerleydi.

Birileri Terörist İsrail'in Türkiye'ye yapamayacağını, yapmak istemesinin maşası olmuşsa bunun İslam'la cemaatle ilgisi olamaz.

Dershanelerin okula döndürülmesine olan kızgınlık, Camileri ahıra döndürenlere sevdaya dönmüşse. bunun savunulacak ve konuşulacak bir tarafı yoktur" dedi.

 ÇÖZÜM SÜRECİ KARDEŞLİK SÜRECİDİR

Çözüm Sürecini kardeşlik süreci olarak değerlendiren Gündoğdu, "Çözüm sürecine bu milletin kardeşliğini, 30 yıllık terör belasından kurtulması süreci, bölgemizde Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın kardeşlik süreci olarak gördüğümüz için destek verdik, vermeye de devam edeceğiz" diye konuştu.

 MÜCADELEMİZ HEM ÖZGÜRLÜK HEM EKMEK

Memur-Sen'in hem ekmeğin hem özgürlüğün hakkını en iyi veren örgüt olduğunun altını çizen Gündoğdu, "Özlük hakları mücadelemiz, Toplu Sözleşme hakkının referandumda yer almasıyla başladı. Birinci Toplu Sözleşme’de anlaşamadık eylemlerle devam etti. İkinci Toplu Sözleşme’de taban aylık başladığı günden bu yana net 17 zammı ilk kez aldık. Bu bütün memurlara en az 5 bin 25 TL emekli ikramiyesi getirmesi, geçmiş Toplu Sözleşme ve görüşmelerde unutulan öğretmen, postacı, ormancı, 4/C’li, akademisyen arkadaşların mağduriyetlerinin giderilmesini çok önemsedik” diye konuştu.

YETİMLERE SAHİP ÇIKALIM

İHH'nın yetim projesine sendika olarak paydaş olduklarını hatırlatan Gündoğdu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Unutmayın ki biz yetim bir peygamberin ümmetiyiz yetime sahip çıkmazsak olmaz. Yetimler ve mazlumları önce Allah’a sonra sizlere emanet ediyorum. Sendika zalimlere karşı örgütlü olmanın önemini izah eder sendikacılığı solculuğun tekelinde zannedenlerin zihniyetini değiştirerek sendikacılığı bir tarih yazarak yücelttik. Eğitim-Bir-Sen’li, Memur-Sen’li, öğretmen Ahmet Gündoğdu ve hep öyle kalacağım.”

 GENÇLER BİZİM GELECEĞİMİZ

Genç Memur-Sen'in Memur-Sen'in en çılgın projesi olduğunu vurgulayan Gündoğdu, "Gençleri geleceğe hazırlayalım, onları hayatı tanımak adına yetiştirelim.  Sivil itaatsizlik kavramıyla onları buluşturalım. Hz. İbrahim'in, İmam-ı Azam'ın, Malcolm X'in duruşunu onlara tanıtalım. Eğer onlara bu aşkı, bu azmi verirsek geleceğimiz emin ellerdedir" dedi.

Memur-Sen Eski Genel Başkanı ve Eğitim Bir-Sen Onursal Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU’ya programın sonunda Bayındır Memur-Sen Yönetimi tarafından hediye takdim edildi.

Antalya'nın Kemer İlçesinde Gerçekleşen 1. Büyük Tütkiye Buluşmasına Bayındır Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Betül Cineviz, Başkan Yardımcısı Tülin Güler ve üyeler Sevgi Aytaş, Teknur Atabey, Funda Aşut, Suna Bayar, Tuğba Akar, Ayşegül Turna, Zeynep Kandemir, Elif Çal Yılmaz, Habibe Sarı katılmıştır.