Memur-Sen, Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye karşı hukuksuz yaptırımını ABD Büyükelçiliği önünde protesto etti. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Genel Başkan Vekili Ayhan Aldagül, Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Şimşek, Ömer Türk, Mustafa Büyük ve bağlı sendikaların yönetim kurulu üyelerinin de katılım sağladığı eyleme çok sayıda vatandaş da iştirak ederek ABD'ye yönelik tepkilerini dile getirdi.
Memur-Sen'in ABD Büyükelçiliği önünde gerçekleştirdiği eylemde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Sömürgeci düzen; müttefik değil köle, ortak değil müstemleke aramaktadır. Bu nedenle ABD, emperyalizme boğun eğmeyip, yeni sömürge düzenine itiraz eden Türkiye’yi hedef almaktadır. Ama artık karşısında uzlaşma adı altında ihanete, ittifak adı altında esarete eyvallah diyen bir Türkiye yok! Çünkü artık Yeni Türkiye; Tehditlere pabuç bırakmayan Türkiye’dir. Boyun eğmeyi zillet; tavizi ihanet bilen Türkiye’dir. ABD’nin yaptığı çılgınlık falan değil düpedüz küstahlıktır, hadsizliktir" dedi.
Eylemde kortej, " Kahrolsun ABD Emperyalizmi" , "Emperyalist devlet, yıkılacak elbet" , "ABD Terörden Desteğini Çek" sloganları atarak ABD'nin yaptırım kararını tel'in etti. Eylemde Türkiye'nin tehditlere asla boyun eğmeyeceği vurgulandı.
Daha sonra Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Basın açıklaması metni:
"ABD'nin Tehdit ve Şantajları, Emperyal Çöküşü Durduramayacak
Emperyalist Neocon Siyonizmin devletleşmiş biçimi olan ABD, küresel zorbalığı sürdürebilmek için bütün dünyaya şantaj ve tehditlerle saldırmaktadır. Meseleyi idrak edemeyenlerin Trump’ın çılgınlıkları olarak gördüğü bu saldırgan siyaset, esasen çökmekte olan yeni sömürge düzenin getirdiği telaştan kaynaklanmaktadır. Yeni sömürge düzeninin başını çeken ABD’nin saldırganlığı, dünyanın artık eski dünya olmadığının en açık kanıtıdır. Tehdit, şantaj ve zorbalık geri teptikçe ABD, daha da kudurmakta, daha da azgınlaşmaktadır. Büyük bedeller ödeyerek kendi bölgesinde bir istikrar adası olarak kalmayı başaran Türkiye, yeni sömürgeciliğin Neo-Con Siyonist kadrolarına boyun eğmediği için bugün açıkça hedefe konmuştur.
Biz meselenin Rahip Brunson’a sahip çıkmak olmadığını çok iyi biliyoruz. Dertleri ne Brunson ne de ABD’nin öne sürdüğü diğer argümanlardır. Dertleri Türkiye’ye diz çöktürmek, boyun eğdirmektir. Dertleri bizi ABD’nin yörüngesine çivilemektir. İçerdeki müstemlekeci ortaklarıyla Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da başaramadıklarını başarmak; PKK, FETÖ, DAİŞ’le kazanamadıklarını kazanmaktır. Milletin direnişi sonucu, ABD’nin elinde kullanabileceği taşeron kalmadığından artık karşımıza bizzat ABD dikilmiştir. Son zamanlarda yaşananlar açık ve net olarak göstermiştir ki; Sömürgeci düzen; müttefik değil köle, ortak değil müstemleke aramaktadır. Bu nedenle, emperyalizme boğun eğmeyip, yeni sömürge düzenine itiraz eden Türkiye’yi hedef almaktadır. Ama artık karşısında uzlaşma adı altında ihanete, ittifak adı altında esarete eyvallah diyen bir Türkiye yok! Çünkü artık Yeni Türkiye; Tehditlere pabuç bırakmayan Türkiye’dir. Boyun eğmeyi zillet; tavizi ihanet bilen Türkiye’dir. ABD’nin yaptığı çılgınlık falan değil düpedüz küstahlıktır, hadsizliktir!
Bize insan hakları üzerinden nizamat vermeye kalkan ABD dönüp kendi kirli siciline baksın! Zira ABD devlet postuna bürünmüş bir zorbalık sistemidir! Dün Nagazaki, Hiroşima, Vietnam’da; Bugün Irak, Afganistan, Suriye, Pakistan’da milyonlarca insanı katleden, Camilere, okullara, hastanelere saldıran, Tecavüzü, işkenceyi her türlü insanlık suçunu sistematikleştiren Guantanamoların, Ebu Gureyblerin ABD’si bize insan hakları dersi verecek en son ülkedir. İşgalci Siyonistleri, darbeci diktatörleri açıkça destekleyen de direniş gruplarını terörist listesine alan da ABD’dir. Brunson’u bahane ederken, Hakan Atilla’yı haksız yere alıkoyup tutuklayan da, Terör örgütlerini besleyip büyüten de ABD’nin bizzat kendisidir. Suriye’de DAİŞ’in bütün katliamları ABD’nin siciline kaydedilmiştir. On binlerce kişinin katili PKK’yı destekleyip büyüten, Suriye’de terör örgütü PYD’yi, binlerce tır silahla donatıp eğiten, Ve bütçesinden terör örgütlerine yüz milyonlarca dolar bütçe ayıran da ABD’dir. 15 Temmuz’da darbeye girişerek 250 vatandaşımızı katleden, Cumhurbaşkanımıza suikaste kalkışan FETÖ’yü açıkça destekleyen de ABD’dir. 7 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbelerinin arkasında da ABD vardır. ABD’nin eline, kuruluşundan bugüne dünyanın her köşesinde milyonlarca masumun kanı bulaşmıştır. Kendi gözündeki mertekleri görmeyip elin gözünde kıymık arayan bu hadsiz zorbanın, Türkiye’ye hukuk dayatmaya kalkması, Hukuk sistemimize ve milletin iradesine edepsizce, küstahça müdahaledir.
Buradan açıkça ifade ediyoruz: Türkiye için artık en büyük tehdit ve problem ABD’dir. ABD, Türkiye’yi ambargolarla, tehditlerle, şantajlarla rehin almak istemektedir. Bu süreç 15 Temmuz’da sekteye uğrayan saldırının açık bir devamıdır. Ama başaramayacak, zilleti tadacaktır. Biz bir milyonu aşan üyemizle, Memur-Sen ailesi olarak, Bugün burada tepki veren sivil insanlar olarak diyoruz ki; ABD yanlıştan dönmezse misliyle karşılık verilmelidir. Terör örgütleri üzerinden Türkiye’yi çökertmeye çalışan ABD’nin İncirlik başta olmak üzere bütün askeri üsleri derhal kapatılmalıdır. ABD tehditleri karşısında dünün antiemperyalist bugünün müstemlekecileri salya akıtsa da; 15 Temmuz’un terini henüz silmemiş bir millet olarak meydanı zorbalara bırakacak değiliz. Dün Çanakkale’de, Kut’ül Amare’de, İstiklal Harbinde rezil rüsva ettiklerimiz, Bugün kan kokusu almış sırtlanlar gibi etrafımızı kuşatsa da; Yaramızı sarar ve çıkıp hesabı görür, defteri düreriz.
15 Temmuz’da işgale pabuç bırakmadık; bugün şantaja, tehdide, yaptırıma hiç pabuç bırakmayız. Ne acımız dinmiştir ne de öfkemiz. Bu böyle bilinsin! Bilinsin ki ne Türkiye sadece Türkiye’dir, ne de bu millet sadece 80 milyondan ibarettir. Dimdik duracağız, direneceğiz, kazanacağız. Çünkü boyun eğmek intihardır. Ve lâ gâlibe illallah!
KAHROLSUN ABD EMPERYALİZMİ! YAŞASIN ONURLU DİRENİŞİMİZ!"