Memur-Sen 8. Türkiye Buluşması büyük coşku ve heyecanla gerçekleştirildi. Programda konuşan Genel Başkan Yalçın, “Mücadelemizi yeni, kazanımlarla taçlandırmaya, sorunları çözmeye, beklentileri karşılamaya devam edeceğiz” dedi.
Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirilen Memur-Sen 8. Türkiye Buluşmasına Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuşun yanı sıra Memur-Sen ve bağlı sendikaların yönetim kurulu üyeleri, Uluslararası Emek Konfederasyonu üyesi emek örgütü liderleri, il temsilcileri, şube başkanları ve çok sayıda davetli ile teşkilat mensubu katıldı.
Memur-Sen teşkilat mensuplarına hitap eden TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Memur-Sen 8. Türkiye Buluşması’nın hayırlara vesile olmasını dileyerek, Uluslararası Emek Örgütü’nün 1’inci Olağan genel Kurulu’nu gerçekleştirdikleri için de Memur-Sen’i tebrik etti.
Memur-Sen’in kuruluş dönemini hatırladığını ifade eden Kurtulmuş, “Memur-Sen’in bugün gelmiş olduğu seviyeyi takdire şayan buluyorum. Memur-Sen’in verdiği mücadelede Uluslararası Emek Konfederasyonu’nun (ILC) kurulmasıyla birlikte yeni bir dönemin kapısının açıldığını görüyorum. Uluslararası Emek Konfederasyonu’na (ILC) çalışmalarında üstün başarılar diliyorum. Memur-Sen’in kurucusu Mehmet Akif İnan’a rahmet diliyorum” dedi.
“Kamu görevlisinin sadakati herhangi bir kuruma veya kişiye değil, bizzat milletin kendisine olmalıdır”
Kamu bürokrasisinde yer alan memur ve bürokratların en temel özelliklerinden birisinin de millete sadakat olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Ehliyet ve liyakat önemlidir, gereklidir ama ehliyet ve liyakatin milletin hayrına olmasının temin edilmesi için mutlaka millete sadakatin gerçekleşmesi gerekir. Yani kamu görevlisinin sadakati herhangi bir kuruma veya kişiye değil, bizzat milletin kendisine olmalıdır. Eğer sadakat başka merkezlerde olursa ne kadar nitelikli olursa olsunlar o kamu görevlisi milletin başına nasıl bela olduğunu biz FETÖ uygulamasıyla, FETÖ'nün devletin içine sızmasıyla gördük. Sadakatleri millete değil, sözde bir örgüt liderine, kendisini bir şekilde o örgütün öncüsü zanneden o şarlatana sadakat gösteriyorlardı” açıklamasında bulundu.
Kurtulmuş, milli hedefler etrafında hareket eden kamu bürokrasisinin oluşabilmesi için her bir memurun “Ehliyet, liyakat, millete sadakat ve millete hizmetkâr olmak” olarak tanımladığı dört temel prensibe sahip olmasının gerektiğini ifade etti.
“Kurum ve kuruluşlarının mükemmel manada işlemesi lazım”
Türkiye’nin ikinci yüzyılında hedeflerinin yüksek olması gerektiğini söyleyerek, bu hedeflere bürokrasinin, kamu görevlilerinin, iş insanlarının ve sivil toplum kuruluşları dâhil olmak üzere hep beraber kenetlenerek ulaşabileceklerini aktardı. Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olabilmesi için kendi içerisinde demokrasisini güçlü bir hale getirmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, “Demokratik kurum ve kuruluşlarının mükemmel manada işlediği, kamudaki görev yapan bütün devlet kurumlarının bir ahenk içerisinde hareket ettiği, herkesin yetki ve sorumluluklarının anayasadan aldığı güçle yerine getirildiği bir Türkiye'nin oluşması gerekiyor. Herkesin fikrine en açık bir şekilde söylediği ama fikrinin sınırlarının başkasının özgürlük alanlarını gasp ettiği noktada diktiğini de gayet iyi kavradığı çok güçlü bir sivil toplum kesiminin olması gerekir” diye konuştu.
“Katılımcı, demokratik, kapsayıcı, milli bir Anayasa ihtiyacı olduğu ortadadır”
Türkiye'nin toplumsal gelişmesinin önündeki engellerden durumlardan birisinin de Anayasa’sının geride yeterli olmaması olduğunu belirten Kurtulmuş, yeni bir Anayasa yapmanın mecburiyet olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Artık Türkiye'nin ikinci aslında yeni, çağdaş, katılımcı, demokratik, kapsayıcı, milli bir Anayasa bir ihtiyaç olduğu ortadadır. Bu sadece siyasi bir talep değil, toplumsal bir ihtiyaçtır. Bu sadece şu ya da bu siyasi durumun söylediği bir hedef değil, bu 85 milyonun ortak hedefi olarak görülmesi gereken bir alandır. Bu çerçevede niye böyle bir demokratik anayasa çalışmasına ihtiyaç var? Çok açık söylüyorum. Mevcut anayasamız defalarca değiştirilmiş olmasına rağmen anayasanın üzerinde hala 1960 altmış darbesinin izleri olan altmış bir Anayasası’nın kurgusu mevcuttur” değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Türkiye’nin ve dünyanın çok önemli bir dönemden geçtiğini vurgulayarak, bu çerçevede Türkiye’nin önüne çok büyük hedefler koyması ve bunun için de gücünü azami derecede artırmasının şart olduğunu dile getirdi. Bu anlamda bürokrasinin ve kamu görevlilerinin ülkenin hedeflerini yerine getirmesi için hayati katkıları olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, “Bu hedeflere ulaşabilmek hiç şüphesiz ki kamu organizasyonu içerisinde alın teliyle mücadele eden siz ve diğer bu konfederasyonun üyesi olmasa da mücadele eden değerli kamu görevlilerinin vazifesidir” diye konuştu.
“Memur-Sen birlerden milyonlara ulaşan bir çınarın adıdır”
Büyük coşku ve heyecanla gerçekleştirilen programda teşkilata seslenen Genel Başkan Yalçın, Memur-Sen’li olmanın dava sahibi olmak ve istikamet üzerine yol yürümek olduğunu hatırlatarak, “Bize umutla bakılmasını sağlayan, gönüllerde yücelten, kıymetli olmak noktasına taşıyan, farklı kılan tam da budur. Erdemliler hareketinin emek örgütü olmamızın yanı sıra zalimlere karşı direnişin merkezi, mazlumlar ve mağdurlar için dirilişin nefesi olduk. Memur-Sen’e çağın erdemlileri vasfını kazandıran, vefa elbiseleriyle yol aldıran, değer kazandıran da budur. İdeolojileri değil insanı merkeze alan, kimseyi ötekileştirmeden alın terini mücadele ile yoğuran sendikal anlayışın adıdır Memur-Sen. Toplu görüşmeden toplu sözleşmeye, emek ve insan odaklı mücadelenin, bayraklaşan duruşun adıdır Memur-Sen. Yaptığı her işte verdiği her mücadelede adalet terazisini hassas bir şekilde gözeten, Gayrımız yoktur milletimizden diyerek, milletinin dertleriyle kederlenen, sevinciyle neşelenen, zor günde dar günde elini taşın altına koyan, 28 Şubat’tan 27 Nisan’a, gezi kalkışmasından 17-25 Aralık kumpasına, çukur teröründen 15 Temmuz’a direnişi büyüten birlerden milyonlara ulaşan bir çınarın adıdır Memur-Sen” şeklinde konuştu.
Yalçın: Mücadelemizi yeni kazanımlarla taçlandıracağız
Konuşmasında örgütlü gücün önemine vurgu yapan Yalçın, Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları için mücadele ederken, emeğin dönüştürücü gücüne güvendiklerini belirtti. Ali Yalçın, karşılaştıkları zorlukları Memur-Sen’in örgütlü gücü ile aştıklarını hatırlatarak “1007 kazanım alın terinin bir neticesi. Her bir kazanımın temelinde teşkilatımızın emeği var, alın teri var, emekle yoğurduğu bilinci ve mücadele azmi var. 3600 Ek Gösterge konusunu yasa konusu olmaktan çıkarıp masa konusu haline getirilmesinde ve eksik de olsa çözümün önünü açılmasında… Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesinde… Hep bu teşkilatın emeği var, azmi var, kararlı duruşu var. Emekçilerin, kamu görevlilerinin sorunlarının çözüm mercii masadır diyen bu örgüt. Bu kararlılıkla, şimdiye kadar çok şey başardık. Olmaz denilenin olabilir olduğunu gösterdik, çözüm odaklı yaklaşımımızla da olayların çözülmesini sağladık. Sorumluluk bilinciyle hareket ettik ve fakat hakkımız konusunda kararlılığımızdan zerre taviz vermedik. Bizi, böyle öz güvenli hareket ettiren işte bu teşkilattır, örgütlülük bilincidir. Toplu sözleşme, KPDK, KİK ve hukuki kazanımlar olmak üzere bütün kazanımlarımızın sayısını 1007’ye çıkardık. Toplu sözleşme hakkının elde edilmesine, 740 bin sözleşmelinin kadroya geçirilmesinden 5 milyon 300 bin kişi kapsayan 3600 ek göstergeye, Toplu sözleşme ikramiyesinden, Hac ve cuma iznine, kamusal alan yalanıyla birlikte kılık kıyafet dayatmasının çöpe atılmasına, başörtüsü serbestine kadar tüm bu kazanımların altında imzamız, alın terimiz, mücadelemiz ve sizlerin güçlü iradesi var. İyi ki Memur-Sen var dedirtmeye devam edecek, mücadelemizi yeni, kazanımlarla taçlandırmaya, sorunları çözmeye, beklentileri karşılamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“1. Dereceye 3600 ek gösterge ivedi şekilde hayata geçirilmeli”
Genel Başkan Yalçın, 7. Dönem Toplu Sözleşme’de kayıt altına alınan, 4688 Sayılı Yasa’nın tadili noktasında çalışmaların hız kesmeden devam ettiklerini hatırlatarak; “İşleyişi, süresi, süreci ve sonuçları bakımından kapsamı genişletilmiş, grev hakkı ve dayanışma aidatını kapsayan, sendikal özgürlükleri artıran, günün gerekleriyle uyumlu, evrensel ilkelere ve ILO normlarına haiz bir Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme kanunu için mücadele ediyoruz. İş ve aile hayatının uyumlaştığı, ehliyet ve liyakat ilkesinin güçlü bir şekilde tesis edildiği, mevzuatın tipleştiği, mülakatın kaldırıldığı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın Genel İdari Hizmetler sınıfına geçirildiği, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının periyodik olarak yapıldığı, üniversite idari personeline yer değişikliği hakkının verildiği bir kamu personel sistemi için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz Gelir Vergisinin %15’te sabitlenerek adil bir vergi düzeninin kurulması ve ücretliler üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergi yükünün azalması, Gelir dağılımında hakkaniyetin, paylaşımda adaletin sağlanması için ter dökmeye devam edeceğiz. 7. Dönem Toplu Sözleşme’de toplantı tutanağı ile kayıt altına aldığımız; 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge düzenlemesi daha fazla ötelenmemeli, ertelenmemeli, ivedi bir şekilde Memur-Sen ile nihai hali verilerek hayata geçirilmelidir” dedi.
“Sosyal sorumluluğumuzu yerine getirdik”
Konuşmasında 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen “Asrın Felaketi”ne de değinen Ali Yalçın, depremlerin ortalama bir Avrupa ülkesi kadar büyük bir alanı etkilediğini belirterek, “59 bin insanımızı kaybettik. Rabbim rahmet eylesin, geride kalanlarına sabır versin. Korkunç bir gündü. Fakat millet olmanın ne demek olduğunu o gün bir kere daha anladık. Memur-Sen ailesi olarak bu millete karşı sosyal sorumluğumuzu yerine getirmek zorundaydık. Hemen organize olduk. 270 kişilik Genç Memur-Sen arama kurtarma ekibimiz hemen bölgeye ulaştı. İl il organize olan teşkilatlarımız, yardım tırları hazırladılar, bölgeye ulaştılar. Kadın komisyonumuz kadınların ihtiyacı olan konulara odaklandı. Ve teşkilat namına 10 milyon TL nakdi yardımı bölgeye ulaştırdık. Tabi bununla bitmiyordu. Özellikle deprem bölgesinde kamu görevlilerinin sorunlarını doğrudan muhataplarına ulaştırdık, çözüm noktasında önerilerimizi sunduk, bölgeyle ilgili raporlar hazırladık. Çok şükür ciddi mesafeler kaydettik bu konuda. Sizlerin bu noktadaki fedakârlığınızı bir kere daha alkışlıyorum” şeklinde konuştu.
Yalçın: Gazze insanlığın vicdanını yeniden diriltiyor
Yalçın, Siyonist İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği soykırımdan, “İnsanlık tarihinin en korkunç suçlarından olan soykırım suçunun işlendiği utanç verici zaman dilimlerinden birisinin içindeyiz” ifadeleriyle bahsetti.
Deniz mavisinin kan kırmızısına boyandığı Gazze’de 18 bin tondan fazla bomba atıldığını ve yarısından fazlasının kadın ve çocuklardan oluştuğu 29 bin Filistinlinin katledildiğini belirten Genel Başkan Yalçın, “Bölgede internet ve elektrik hizmeti yok denebilecek kadar az bir oranda sağlanıyor. Siyonistler hedef gözetirken hastane, okul, cami; çocuk, kadın, yaşlı diye ayırmıyor. Amerika başta olmak üzere batılı emperyalistlerden aldığı destekle Siyonist İsrail bir şehri, bir milleti tamamen yok etmek için en aşağılık yöntemlerle olanca gücüyle saldırıyor. Ama Gazze direniyor. Gazze direnişin destanını yazıyor. Gazze insanlığın vicdanını yeniden diriltiyor. Gazzeli bir kardeşimiz yıkılan evinin molozlarının üzerinde, “Burada doğdum vatanımda öleceğim” diyerek direnişe ruh katıyor. 7 Ekim’den bu yana süren bu korkunç soykırım karşısında çelikleşen iradenizi tebrik ediyorum. Dün olduğu gibi bugün de; Zalimin karşısında, mazlumun yanına oldunuz. Firavunun karşısında olmakla yetinmediniz, Musa’ya da yâr oldunuz. Nemrud’un bu delilik ateşine sel olup aktınız. İşte sizi farklı kılan, güçlü yapan da bu duruşunuz. ‘Ayağa kalk Sakarya’, ‘Sıra Sende Şanlıurfa’ ‘Haydi Şimdi Ankara’ diyerek Sakarya’da Urfa’da, Ankara’da direniş dalgası kuran, İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da ve Anadolu’nun dört bir köşesinde Siyonizme set olan, ‘Almazsam ölmem ama alırsak ölecekler’ diyerek boykotu ayakta tutan, Kredi kartlarını milli ödeme sistemi TROY ile değiştiren, kamu görevlilerinin maaş kartlarının TROY’a geçilmesini sağlayan İstanbul’da seher vakti camilerde buluşarak şehitlerimize rahmet okuyan, Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptığı suç duyurularıyla, uluslararası emek örgütleriyle başlattığı dayanışmayla kesintisiz bir mücadele yürüten, her zaman ve her yerde farkını ve tavrını ortaya koyarak, sorumluluk alan, duruş gösteren, sivil toplumun yüz akı, erdemliler hareketinin öncüleri, teşkilatımızın lider kadrosu hepinizi yürekten kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum” diye konuştu.
Uslu: Emek mücadelemizi yeryüzüne yayıyoruz
Programda bir selamlama konuşması gerçekleştiren Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı lanetleyerek başladığı konuşmasında, erdemliler hareketinin öncüsü olan Memur-Sen’in sadece yerelde değil evrensel anlamda da emeğin değerini artırmak amacıyla çalıştığını belirterek “Memur-Sen teşkilat olarak Türkiye’de kamu görevlileri adına verdiğimiz büyük mücadeleyi evrensele taşımak amacıyla kurulan ILC’nin 1. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdik. Teşkilat olarak emek mücadelemizi yerelden evrensele taşıma yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşını daha geride bıraktık. Bundan sonraki süreçte de mücadelemizi yerelden evrensele mağdur ve mazlumlar için, adalet için büyüterek sürdüreceğiz.” dedi.
Memur-Sen Üyelerine İndirimli Alışveriş Fırsatı
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hamza Öksüz ise kürsüye çıkarak “Markaların İşbirliği” projesinin tanıtımını gerçekleştirdi. Avantajlı alışverişin kapılarını aralayacak projeyle akaryakıttan, gıdaya, otomotiv sektöründen sağlık hizmetine sektörde faaliyet gösteren pek çok firmayla yapılan anlaşmalarla Memur-Sen üyelerine indirimli alışveriş yapabilmelerinin kapısı aralandı. Kullanımına dair ayrıca bilgilendirme yapılacak olan proje1 Mart 2024 Cuma günü üyelerin hizmetine sunulacak.