Memur-Sen Konfederasyonu 7. Olağan Genel Kurulu "Yerelden Evrensele Soylu Mücadele" sloganıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Kurul Genel Kurul'a siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, yurt dışından çok sayıda emek örgütü lideri ve 7 bini aşkın kamu görevlisi katıldı.
Türkiye’nin en büyük kamu görevlileri konfederasyonu Memur-Sen, 7. Olağan Genel Kurulu’nu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nda Ankara’da binlerce kamu görevlisinin katılımıyla coşkuyla gerçekleştirdi. Salonun hınca hınç dolduğu Genel Kurul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Uğurlu, sivil toplum örgütü temsilcileri, yurt dışından emek örgütü temsilcileri çok sayıda davetli katıldı.
Türkiye’nin en büyük kamu görevlileri konfederasyonu Memur-Sen, 7. Olağan Genel Kurulu’nu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nda Ankara’da binlerce kamu görevlisinin katılımıyla coşkuyla gerçekleştirdi. Salonun hınca hınç dolduğu Genel Kurul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Fatih Uğurlu, sivil toplum örgütü temsilcileri, yurt dışından emek örgütü temsilcileri çok sayıda davetli katıldı.
Genel Kurul’da coşkulu kalabalığa hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “"Bu güzel atmosferde gönüllerimizi buluşturan Memur-Sen başkanına ve yönetimine teşekkür ediyorum. Memur-Sen’in 7'nci Genel Kurulu'nun, konfederasyonumuz başta olmak üzere ülkemiz, milletimiz ve tüm kamu personelimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Genel Kurul'da bayrağı devredecek arkadaşlarımıza gayretleri ve hizmetleri için teşekkür ediyorum. Güven tazeleyip görevlerine devam edecek veya yeni sorumluluk üstlenecek kardeşlerimize de Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Bu vesileyle bir kez daha Memur-Sen'in kurucusu, değerli ağabeyimiz, şair, düşünür, muallim ve aynı zamanda yürekli bir dava adamı olan Mehmet Akif İnan'ı rahmetle yad ediyorum." diyerek sözlerine başladı.
Akif İnan'ın kurduğu, temellerini attığı, istikametini çizdiği Memur-Sen'in, kamu görevlilerinin hakkını savunma yanında milli iradeye sahip çıkan cesur duruşuyla da temayüz ettiğine dikkati çeken Erdoğan, kuruluşundan bugüne geçen 28 yıllık dönemde Memur-Sen'in daima tavrını, haktan, adaletten ve demokratik değerlerden yana koyduğunu söyledi.
"Memur-Sen'in kutlu mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğine inanıyorum"
Erdoğan, Memur-Sen'in 28 Şubat dönemi dahil milli iradeyi hedef alan tüm girişimler karşısında dik ve sağlam durduğunu, vesayetçilerin tehditlerine boyun eğmediğini dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Memur-Sen, memurların meseleleri kadar İslam coğrafyasındaki kanayan yaralarımızı da gündeme getiren bir vicdan hareketi olmuştur. Ülkemizle birlikte dünyanın dört bir tarafında hakları çiğnenen, emekleri, alın terleri sömürülen tüm mazlumlara da kol kanat germiştir. Vesayetçi sistemle, çetelerle, mafyayla, terör örgütleriyle, cuntacılarla, devletin kılcallarına kadar sızmış 'Haşhaşi' bozuntularıyla mücadelemizde hep yanımızda olan Memur-Sen'e teşekkür ediyorum. Bu temiz, bu özgün geleneğin daha da güçlendirilerek, gelecek nesillere taşınması büyük önem arz ediyor. Memur-Sen'in kuruluş ilkeleri çerçevesinde önümüzdeki dönemde kutlu mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğine inanıyorum. Rabb'im, hepimize Akif İnan gibi bir hayat yaşamayı, onun gibi geride hayırla, şükranla yad edilecek eserler bırakmayı nasip etsin."
"Memur-Sen gibi ayağı bu topraklara sağlam basan, ilhamını milletin kadim değerlerinden alan Türkiye merkezli hareket eden kuruluşlarımızın varlığıyla ne kadar gurur duysak azdır." diyen Erdoğan, sivil toplum örgütlerinin içtimai hayatta nasıl büyük bir boşluğu doldurduğuna Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir kez daha şahit olduklarını vurguladı.
Erdoğan, devletin ilgili kurumlarının yanı sıra belediyelerin, sendikaların, gönüllü kuruluşların bu süreçte olağanüstü çaba sergilediğini, son asrın en büyük doğal afetinde Memur-Sen camiasının da ilk andan itibaren tam bir seferberlik ruhuyla hareket ettiğini söyledi.
Erdoğan ayrıca Memur-Sen'in 270 kişilik arama kurtarma ekibinin gece gündüz çalışarak, pek çok insanı enkaz altından canlı çıkardığını, yardım kampanyalarından kan bağışına, çadırdan nakdi yardımlara kadar her alanda depremzedelerin yanında olduğunu belirterek arama kurtarma ekibine çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
"Memurlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yine tutacağız"
Erdoğan, öğretmenlerden sağlıkçılara kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük atamalarını yaptıklarını, emeklilerden memurlara, işçilerden iş dünyasına toplumun hiçbir kesimi ihmal etmediklerini vurguladı.
Millete verdikleri hangi söz varsa bahaneye sığınmadan tek tek hayata geçirdiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Emeklilikte yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin kardeşimizin talebini karşıladık. Nisan ayından itibaren şartları uyan vatandaşlarımız maaşlarını almaya başladı. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, bayram ikramiyelerini de 2 bin liraya çıkartarak bir başka önemli adım daha attık. Ramazan Bayramı'nda zamlı ikramiyelerini hesaplarına yatırarak, emeklilerimize çifte bayram yaşattık. Ayrıca diğer emeklilerimizin durumlarını da iyileştirecek bir hazırlık yapması noktasında çalışma ve maliye bakanlarımızı talimatlardandık. Seçimden sonra yeni Meclis'in yasama faaliyetlerine başlamasıyla 7 bin 500 liranın üzerinde emekli maaşı alan vatandaşlarımızı da sevindirecek bir güzel haberi, inşallah milletimizle paylaşacağız. Yine bu dönemde, müjdesini sizlerle birlikte verdiğimiz sözleşmeli kamu görevlilerinin kadroya geçişini sağladık. Böylece, farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizin sorununu çözüme kavuşturduk.
Kamu çalışanlarının ve emeklilerinin uzun süredir beklediği ek gösterge düzenlemesini hayata geçirdik. Sene başında kamu çalışanlarımıza ilave yüzde 13,5 oranında refah payı vererek çalışanlarımıza yüzde 30 oranında zam yaptık. Böylece 2002 yılında 392 lira olan en düşük memur maaşını, reel olarak yüzde 136 artışla yaklaşık 12 bin liraya çıkardık. Temmuz ayında, enflasyon farkı yanında, refah payı artışını da dikkate alan bir düzenleme yapacağız. Memurlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yine tutacağız. Hiçbir zaman memurumuzu ve işçimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Birilerinin, dönemsel olarak fiyatları yükselen sonra da tekrar düşen bazı ürünler üzerinden kötümser bir tablo çizmek istediklerini görüyoruz. Son mahalli idareler seçimleri öncesinde yaptıkları istismar siyasetinin aynısını, bugün de tekrarlıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Bizim daha yapacak çok işimiz var."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: "Tek yumruk oluruz"
Genel Kurul’da konuşmalarını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise Memur-Sen'in geçmişten bu yana vesayetlere karşı demokrasi mücadelesi verdiğini ve dik durduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Bugün de aynı vesayet sistemlerini geri getirmek isteyenler var. Türkiye'nin kalkınmasından, gelişmesinden, ilerlemesinden rahatsız olan iç ve dış mihraklar var. Gerektiği zaman terör örgütleriyle kol kola girip, dışarıdan doğrudan müdahaleleri yapıp bu ülkenin önüne engel koymak isteyenler, eskiden olduğu gibi öyle gizli kapaklı işler çevirmiyorlar, açıktan konuşuyorlar. Hatta devlet başkanları açıktan konuşuyor. Ne diyorlardı? 'Eskiden iktidarları değiştirmek istediğimiz zaman askeri vesayet sistemlerini devreye sokardık. Artık onların işe yaramadığını gördük başka şekillerde devreye sokmanın yollarını arayacağız.' Bunu hatırlıyorsunuz, kim olduğunu da, ne zaman bu açıklamanın yapıldığını da hatırlıyorsunuz.
Biz bu mücadelede bu tür müdahaleleri kabul eder miyiz? Biz istiklalimizden ve istikbalimizden ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyen bir milletiz. Bizi seçim dönemi veya başka bir dönemde farklı şekilde görme arzusunda olanlar şunu bilsinler. Söz konusu Türkiye'nin çıkarları olduğunda tek yumruk oluruz. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, milletiyle, ülkesiyle, vatandaşıyla, emekçisiyle, işvereniyle birlikte tek yumruktur ve tek yumruk olmaya da devam edecektir. Ve bu tüm sektörlerde de böyle olacaktır."
Yalçın: Güçlü Türkiye İçin Desteğimiz Sürecek
Genel Kurul’da konuşmasını gerçekleştiren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ise Kamu görevlilerinin yetkili konfederasyonu olarak Türkiye’nin birliği ve dirliği için mücadele ettiklerini ifade ederek “Bütün kesimlerin temsilini sağlayacak Millet egemenliği siyasetini savunduk. Emperyalizmin taşeronu terör örgütlerine karşı dimdik durduk. 1 dolara vatanını pazara çıkaranlara asla pirim vermedik. Türkiye’miz ve milletimiz lehine yapılanları desteklemekten geri durmadık. Bugün de; Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde, Güçlü ve Büyük Türkiye için atılan adımları görüyor; Memur-Sen ailesi olarak desteklerimizi buradan bir kere daha deklare ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Varsın kimileri, inkâr politikalarına sarılsın. Biz gerçeği görüyoruz. Biz, Savunma sanayiinden enerji politikalarına, Karadeniz gazından Nükleer enerjiye, Yerli sanayiden ihracata ilişkin atılan adımları görüyor ve var gücümüzle destekliyoruz. Ve bu hizmet ve başarıların ancak şahsınızda tecessüm eden milletin güçlü iradesiyle mümkün olabildiğini çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bazı ekonomik dalgalanmaların olduğuna dikkat çeken Yalçın, kamu görevlilerinin beklentilerine değinerek “Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemiz de bazı sorunlarla karşı karşıya… Fiyatlar yükseldi, Kiralar, insafın dışına çıktı. Fiyat istikrarsızlığı var olan sorunu daha da derinleştiriyor. Sabit ve dar gelirlilerin alım gücü azaldı. Biz ilk günden itibaren diyoruz ki; Bizim için en büyük zam düşük enflasyon ve fiyat istikrarıdır. Biz emek kesimi olarak; atılan atılımları kıymetli buluyor, sürdürülebilir olmasını istiyoruz. Bu çerçevede, Güçlü Türkiye ancak güçlü Memurla mümkün olacaktır diyor; ‘Türkiye Yüzyılı Vizyonu’na “Emeğin gücü Türkiye’nin gücü” anlayışıyla katkıda bulunacağımızı bir kez daha deklare ediyoruz. Bunun da ancak kamu görevlisinin ekonomik ve sosyal haklarının gelişmesiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
5 milyonu aşkın kamu görevlisinin önümüzdeki 2 yılına ilişkin mali ve sosyal haklarının Ağustos ayı içinde belli olacağını hatırlatan Yalçın, şunları kaydetti:
“Yaşanan fiyat artışları ve alım gücünün düşmesi Toplu Sözleşme’den beklentilerimizi de artırmış durumda. Öte yandan, Toplu Sözleşme sürecine gitmeden evvel çözülmesi gerekli, aciliyet arzeden, Aileleriyle 20 milyonu aşkın bir kitlenin çözülmesi gereken sorunlarını ve bunlara ilişkin taleplerimizi 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü vesilesiyle sizlere arz etmek istiyorum: Seyyanen zam verilsin, alım gücü yükseltilsin… 1. Dereceye 3600 gelsin, 4688 sayılı Kanun değişsin, adil bir toplu sözleşme düzeni kurulsun. YHS kaldırılarak GİH’e dâhil edilsin. AFET bölgesi kamu görevlilerine tazminat verilsin. Bayram İkramiyesi kamu görevlilerine de verilsin, Disiplin affı getirilsin ve mağduriyetler sona ersin, görevde Yükselme/Unvan Değişikliği periyodik hale getirilsin, idari Personelinin tayin sorunu çözülsün, Uygulama birliği sağlansın, zorunlu emeklilik kaldırılsın, Kira yardımı verilsin, emekli kamu görevlilerine aile yardımı devam etsin Bütün gelirler emekli keseneğine yansımalı, sosyal güvenlikte ayrım kalkmalı diyoruz.”
Bilgin: Tarihi değişimlere imza attık
Genel Kurul’da konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesiyle çalışma hayatına ilişkin devrim niteliğinde değişikliklere imza attıklarını söyledi.
Bilgin, hükümet olarak çalışma hayatının bekleyen sorunlarını çözdüklerini söyledi.
Bunlardan bir tanesinin kamu çalışanlarına 3600 ek göstergenin verilmesi olduğunu anımsatan Bilgin, şöyle konuştu:
"3600 sadece dört meslek grubuyla ilgili bir mesele olarak politik bir taahhüt olarak ortaya konulmuştu. Onu bütün kamu çalışanlarına, 600 ek gösterge vererek, hiç gündemde olmayan meslek gruplarını işin içine dahil ederek, kapsamlı bir şekilde 5 milyon 300 bin kişinin faydalanacağı bir şekilde çözdük. Orada çözülmemiş bir konu var. Onu da sendikacılarla zaman zaman görüştük. O da nedir? 3600 ek göstergeyi, birinci dereceye gelen bütün çalışanların müktesep hakkı olarak düzenlememiz gerekir. Onu o günkü şartlarda yapamadık ama bu konuda dosyamız da çözüm yolumuz da hazır. Hatta kanun teklifimiz de hazır. İnşallah Meclisin gündeminde yer alacak ilk tekliflerden birisi bu olacak."
Vedat Bilgin, sözleşmeli kamu çalışanlarının kadro sorununu çözdüklerini ve memurlara refah payı verdiklerini anımsatarak, asgari ücrette ve tüm çalışanların asgari ücret kadar olan gelirinde vergiyi kaldırarak tarihi bir adım attıklarını söyledi.
Bilgin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüyen Türkiye’nin çalışan, üreten emekçilerinin menfaatlerini gözeten adımlarımızı istikrarlı ve güvenli bir şekilde atıyoruz.
2023 yılı asgari ücreti 2022 yılına göre net artış oranını yüzde 100 yaparak ülkemiz ve milletimiz için en doğru, en hakkaniyetli kararla emeğin ve emekçinin yanında olmaya devam ettik.”