Yalçın konuşmasında, 10 Aralık “İnsan Hakları Günü”, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin üzerinden 70 yıl geçmesine karşın Halep, Musul, Filistin, Arakan ve daha nice Müslüman beldelerde, insan haklarının, insan onurunun, insan hakları bildirgesinin geçersiz kalmasını eleştirdi. Yalçın, “İnsan Hakları Bildirgesinin yetmişe yıla yakın geçmişine baktığımızda gördüğümüz acı gerçek şu; Bildirge evrensel fakat insan haklarının insan özneli kapsamı evrensel düzeye ulaşamamış. 1948’de insan hakları ve insan onuru temalı evrensel bildirgeyi kaleme alanlarla, bebek, çocuk, kadın demeden Halep başta olmak üzere yanı başımızdaki bölgeye kan pazarı kuranlar aynı kimlikler. Hedefi sömürü, yöntemi terör, zulüm ve zorbalık olan küresel şebeke; insan hakları ve insan onuru odaklı evrensel huzur, evrensel barış ve evrensel refahı imkansız kılmak için her yolu deniyor” şeklinde konuştu.
21. Yüzyılın Hitler’leri Esed
“Ankara’da başlattığımız ‘Halep’i Açlıktan, İnsanlığı Utançtan Kurtar’ yardım kampanyasıyla Halep’teki kardeşlerimiz için infak çağrısı yaparak İnsan Hakları Günü’nü karşıladık. Bugün ise ‘Halep’i Ölümden, Dünyayı Zulümden Kurtar’ eylemimizle, insanlığa zulme karşı idrak çağrısı yapıyoruz” diyen Yalçın, “Zihinlerindeki vahşeti ve şiddeti gizlemek için insani değerleri, haklara ilişkin evrensel ilkeleri maskeye dönüştürenlerin maskesini düşürmeye kararlıyız. Biz, o maskeyi düşürürsek Halep düşmeyecek. 21. Yüzyılın Hitler’lerine, Mussolini, Troçki ve Stalin’lerine karşı insanlığın ortak direnişi için, insanlığın haklarıyla ve onuruyla insanca bir hayatı yeniden kuracak dirilişi için, Halep İçin Ayaktayız” diye konuştu.
Biz, İnsanız, Oturamayız, Oturmayacağız
“Halep’te İnsanlık Ölmesin duruşuna destek için meydanlardayız” diyen Yalçın, şu şekilde konuştu: “İnsanlık, terör örgütlerine, patronlarına, sömürü baronlarına, kan ve vahşet simsarlarına boyun eğmesin, haddini bildirsin diye İnsan Hakları Günü’nde alanlardayız. Çağın emperyalist zorbalarına, kapitalist baronlarına, Baasçı diktalarına, Rusya ve İran’ın Halep’teki soykırım hedefli katliamlarına son vermek için; vaktin Malcolm X’leri, Gandhileri, Ömer Muhtarlar’ı, Rosa Parksları, Rachelleri, Esmaları, Yunus ve Mevlanaları bir araya gelmeli haykırışı için buradayız. Halep’te insanlar katlediliyor. Biz, insanız, oturamayız, oturmayacağız. Ayaktayız. Halep’te medeniyet yok ediliyor. Biz, irfan nesliyiz susamayız, susmayacağız, haykırıştayız. Halep’te vahşi bir soykırıma kalkışılıyor. Biz, iz’an erleriyiz, gözümüzü kapatamayız, kapatmayacağız, direnişteyiz. Halep’te, Arakan’da, Doğu Timor’da mazlumların sessiz çığlıkları arşı titretiyor. Biz, insanlığın merhamet eliyiz, kulaklarımızı kapatamayız, kapatmayacağız, infaktayız.”
Halep Düşmeyecek, İzin Vermeyeceğiz
Dünya’da adalet ve huzur ortamı tesis edilene kadar alanlarda olacaklarının altını çizen Yalçın, “Halep’te, Arakan’da, Filistin’de zulüm hüküm sürüyor, Yezidler, Esed’ler cirit atıyor. Biz, adalet peşinde, huzur derdindeyiz. İntifadayız. Halep yanarken, bombalanırken, analar ve körpe kuzuları Esed’in varil bombalarıyla, Putin’in katil uçaklarıyla katledilirken susanları, kör taklidi yapanları, kulaklarını kapatanları tarih de, insanlık da kaydediyor. Halep’i Kerbela’ya çevirenleri de, gönül coğrafyamızı kan gölüne dönüştürenleri de biliyoruz. Vicdan kapısını kapatanları, dünyayı ve insanlığı zulüm ve vahşetle kuşatanları tanıyoruz. Buradan, Halep’in ikiz kardaşı İstanbul’dan söz veriyoruz. İnsanlığa zulmeden beyaz yakalı terörizmi de, kan ve vahşet diplomasisini de bitireceğiz. Küresel şebekenin dünyayı işgal hevesini elbirliğiyle tarumar edeceğiz. Biz inanıyoruz ki; insanın hakları ve onuru için birlikte, el ele, omuz omuza olursak Halep düşmeyecek. Halep’te kaybeden insanlık olmayacak. Çin’in, Rusya’nın Güvenlik Konseyi’ndeki vetosuna, insanlık olarak, ortak ve kararlı bir duruşla, sivil diplomasiyle nota verirsek Halep’te insanlık kazanacak. İnsanlık, Aylan bebeklere, Ümran bebeklere zalim elinden ölümü yaşatan dünya düzenini hak etmiyor. Rusya, İran ve Çin’in “Esed’in iktidarı sürsün, kim ölürse ölsün” anlayışı, sınırlarımızı ve sinirlerimizi zorluyor. Analarının ölümüne şahitlik eden çocukların gözlerine bakmak istiyorsak, Halep’i kurtarmalıyız. Çocuklarının son nefesine kelime-i şehadetin eşlik etmesi için çırpınan Halep’li anaların acısını ve ağıtlarını bitirmek istiyorsak, Halep’in düşmesine engel olmalıyız. Halep’i kurtaramazsak, Cennette açlık yok hakikatinin idrakiyle bir somun ekmek için ölmeyi talep eden çocukların vebalinden kurtulamayız. Halep’te kardeşlerimizin, bacılarımızın, analarımızın iki seçeneği var; Ya zulüm, ya ölüm. Halep’te insanlar, her tür insani yardıma muhtaçlar. Halep’te çocuklar, bebekler, insanlar açlar, açıktalar” şeklinde konuştu.
Terör Örgütleri Maşa Olarak Kullanılıyor
“Küresel rekabetin öncüleri, Halep’te yaşanan insani rezaletin de öncüleri olarak arzı endam ediyor” diyen Yalçın, “Birleşmiş Milletlerin Beşli Çetesi, dünyayı kendilerinin arazisi, insanlığı kendilerinin kölesi gibi görüyor. Öldürüyor, öldürtüyor. Sömürüyor ve semiriyor. Vahşet ve şiddet pazarı kurması için, terör örgütleri kuruyor ve onlara vekalet veriyor. Bütün bunlara itiraz etmeden, bu düzeni yok etmeden, insan haklarından bahsetmek de insan olmayı hak etmek de mümkün değil. Bu düzenin sahiplerinin egemenliğine, seyislerinin, tetikçilerinin, işbirlikçilerinin eylemlerine son vermeden, insan onurunu korumak bir tarafa insanı korumak mümkün değil. Bunun farkında olduğumuz için buradayız. Halep’in düşmesini engellemek, Halep’te katliam yapanların, soykırım platformu kuranların maskesini düşürmek için buradayız” ifadelerini kullandı.
Biz Sustukça Zulüm Devam Edecek
Halep için “gözlerden yaş akıtmanın, gönüllerde yas tutmanın” zulme rıza göstermek, zalim karşısında acze düşmek, “Zalim zulmünü yapsın, biz yardımımızı yapalım” noktasında kalmanın zulme zımnen rıza göstermek anlamına geldiğini vurgulayan Yalçın, sözlerine şu şekilde sürdürdü: “Mazluma yardımın en büyüğü, zulmü bitirmektir. Mazlumlara ve mahzunlara el uzatmanın, mağdurlara omuz vermenin zirvesi; zalimlere birlikte direnmek, zulme birlikte son vermektir. Biz, o zirveye talibiz. Biz, Suriye’nin, Halep’in kurtuluşunu Esed’in gidişinde, Baas rejiminin çöküşünde görüyoruz. Biz, insanlığın huzura, refaha ve barışa ulaşmasını zorba ve zalim dünya düzeninin yıkılışında görüyoruz. Yanı başımızdaki ülkede, medeniyet coğrafyamızdaki bölgede, Suriye’de, Halep’te, Filistin, Doğu Türkistan ve Arakan’da yükselen feryat ve figanlar, ‘insanlığın utanç mirası’dır. Bunlar, insan eseri binaları, anıtları, yazıtları ‘dünya kültürel mirası’ olarak tescilleme hassasiyetiyle gözümüz boyuyorlar. İnsanı yok eden zulme karşı sessiz kalma haysiyetsizliğiyle, insanlığı katlediyorlar. Bu ikiyüzlülerin devri bitmeli, düzeni yıkılmalı. Halep, ‘yeter artık’ isyanına milat olmalı. Halep’i kurtarırsak; insanın, insan haklarının ve onurunun önemli ve değerli olduğu bir dünya düzenini kurarız. Halep’i kurtarırsak, terör finansörü Küresel Beşli Çeteden kurtulur, Beşten Büyük Dünya hedefine ulaşırız.”
Zalimler Halep’te Can Pazarı Kurdu
Halep’te, ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, Çin ve İran’ın menfaat çatışmaları sürdürdüğünü, zulme ortak olduğunu dile getiren Yalçın, “Halep, Zalimlerin zafer hayalini sona erdirecek olan, mazlumlar için diriliş seferinin merkezidir. Biz diyoruz ki; Müslüman toplumların, İslam coğrafyasının zulme ve acıya, gözyaşı dökmeye, yas tutmaya ne takati ne de tahammülü kaldı. Bugünden tezi yok Halep’te kan kusanlar, ölüm yağdıranlar Suriye’den, Halep’ten çıksın. Silahlarını, postallarını, ölüm makinalarını medeniyet havzamızdan, çocuklarımızın, bacılarımızın, analarımızın üzerlerinden çeksin. Halep’i zulümden, Haleplileri ölümden kurtarmak için süreli ateşkes ilan edilmesiyle yetinmeyiz. Biz, sömürü devletlerinin, terör örgütlerinin medeniyet coğrafyamızdan ayaklarının kesilmesini sağlayacak sonucun peşindeyiz. Bu toprakların yabancısı eller, ayaklar ve bayraklar Suriye’den, Musul’dan, Halep’ten defolup gidene kadar Halep İçin Ayaktayız” dedi.
Zulüm Bitene Kadar Ayaktayız
“Esed denen caninin iktidarı, vahşet mühendisi Baas rejiminin hükümranlığı bitene kadar Halep İçin Kıyamdayız” diyen Yalçın, sözlerini şu şekilde noktaladı: “ABD’nin Rusya ile kurnaz pazarlığını, İran’ın Esed’i korumaya dönük diplomatik mimarlığını, Çin’in, İngiliz’in ve Alman’ın perde arkasındaki sömürü simsarlığını, Birleşmiş Milletler’in vurdumduymazlığını bitireceğiz. Halep’i de, Filistin’i de, Musul’u, Arakanı ve Doğu Türkistan’ı da kurtarmış olacağız. Sadece 10 Aralık’ı değil bütün anları ve günleri İnsan Hakları’nı varlığını kutlama zamanı ilan ederiz. İnsan Haklarının bildirgesini değil bizzat insan haklarını ve insan onurunu evrensel kılma zaferi olarak kabul ederiz. Sefer bizim, Zafer Allah’ındır. Halep’i kurtaracak olan sizlerin ve imanlı yüreklerin insanlığıdır.”
Bu gönderiye henüz kimse yorum yapmadı