Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoruna karşı Türkiye’nin başlattığı “Zeytin Dalı Harekatı”, özellikle emperyalizmin çatışma stratejilerine karşı atılmış bir adımdır.
Elbette kimse savaş istemez, hep barış içinde yaşamak ister. Fakat, emperyalizmin “her şeyi toza dönüştürmek” olarak tanımlayabileceğimiz stratejisi bölgemizi bugünkü terör ortamının müssebibi olması gerçeği de ortadadır. Özellikle bölgenin demografisiyle oynayan, kalabalık nüfus hareketlerini tetikleyerek bölgeleri insansızlaştıran ve terör örgütlerine alan açan emperyalizmin taşeronlarına karşı yapılan “Zeytin Dalı Harekatı”, PKK’nın uzantısı PYD’nin Afrin özelindeki kanlı iktidarının da sonunu getirecektir.
Biz oyunu hep beraber izledik; artık herkes tarafından emperyalist kurgu olduğu gerçeği bilenen DAEŞ’le mücadele adına terör örgütü olma özelliği gizlenmek istenen PYD’nin bölge insanına karşı uyguladığı baskı ve şiddeti sonlandırmasını beklediğimiz harekatın aynı zamanda zorla terör kamplarına kaçırılan çocukların ve ailelerinin özgürlüğü, PKK-PYD tarafından sürülen diğer toplulukların da yurtlarına kavuşmaları anlamına gelecektir.
Tam da buradan hareketle, Zeytin Dalı Harekatı’na gelinen sürecin altını bir kere daha çizmek adına bir kaç hatırlatma yapmak isteriz.
- Emperyalistler, yeni bir savaş tarzı türeterek, terör örgütlerine vekalet vermiş ve bölgenin altını üstüne getirmiştir.
- Bu gerçeğin en büyük sebebi, yeni bir paylaşım savaşadır. Aynı zamanda finans kapitalin istediği toplumu oluşturmak için geçen yüzyıl yine emperyalistler tarafından çizilen sınırların değiştirilmesi, bugünkü sınırlar içinde birlik içinde yaşayan etnik, dini ve mezhebi yapıların parçalanması ve nihayet insanların emperyalizmin çıkarlarına hizmet edecek şekilde köleleştirilmesi, paylaşım savaşının temel denklemin çözüm sistemidir.
- Terör örgütleri tam da bu noktada devreye girmektedir. Her terör örgütü bu yeni sistemin tetikçisi ve taşeronudur. Artık herkes tarafından bilinen PKK-PYD koridorundan geçen DAEŞ resmi bölgedeki stratejinin sahiplerini de deşifre edecek niteliktedir.
- Bu yönüyle bakıldığında, Zeytin Dalı Harekatı yeni deşifrelerin de kapısını aralayacaktır. Özellikle ABD tarafından terör örgütüne DAEŞ bahanesiyle verilen silahların gerçek amacının ortaya çıkarılması bunun ilk ayağını oluşturacaktır. Bu silahların o bölgeye neden yığıldığını herkes biliyor. Yukarıda deşifre ettiğimiz DAEŞ kurgusu da parçalandığına göre, hala silah veriliyor olması ve terör örgütü üyelerinin bizzat ABD tarafından askeri eğitime tabi tutulmaları ne anlama gelmektedir hep birlikte göreceğiz.
- FETÖ, DAEŞ ve PKK-PYD aynı kurgunun parçalarıdır. 15 Temmuz gibi bir ihaneti yaşamış bir ülkenin bu kurguya karşı tedbir alması, operasyon yapması kadar normal birşey yoktur. Bir emek hareketi olarak biz her zeminde bu hakikati söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Hatta, kurgunun deşifrasyonunu yapacağız. Çünkü emek, bizzat yukarıdan beri anlatageldiğimiz emperyalist kurgu içinde kendini ifade edemez.
- Millet olarak bu toprakların mayasına güveniyoruz. Bir ve beraber olduğumuzu biliyoruz. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen yapının bu birliği ve beraberliği hedeflediğinin de bilincindeyiz. Dolayısıyla bir noktada bütün bölgenin hafızası konumundaki ülkemizin birliği ve beraberliği, herkes için bir umuttur. Bu umudun korunması adına yapılan Zeytin Dalı Harekatı’nı MEMUR-SEN olarak destekliyor ve cephede savaşan askerlerimizin Allah yardımcıları olsun diyoruz.