Bayındır Memur-Sen olarak biz, milletine nitelikli kamu hizmeti sunma yolunda ter akıtanlara alın teriyle elde ettiğimiz kazanımlarımızı aktarmanın, anlatmanın derdindeyiz. Bayındır Memur-Sen olarak biz, milletine nitelikli kamu hizmeti sunma yolunda ter akıtanlara alın teriyle elde ettiğimiz kazanımlarımızı aktarmanın, anlatmanın derdindeyiz. Onlar ise, iftiraları ve yalanlarıyla ambalajladıkları kirlerini pazarlamanın ve bu yolla palazlanmanın hevesiyle zamanlarını tüketmenin ve üyelerinden aldıkları aidatı zayi etmenin peşindeler.
Toplu pazarlık süreçlerinde "kamu görevlileri için terlemeyi göze alamayanların", masada çakılı kalanların, kalkarsak tekrar oturamayız diyerek masaya yapışıp kalanların, "sendikal alanı kirletmeyi göze alması" şaşırtmıyor artık bizi. Çünkü herkes kendisinde bulunanı ikram eder ve taşır sahaya.
Bayındır Memur-Sen'in hızını nasıl keseriz? Kamu görevlilerinin 3. Dönem toplu sözleşmenin kazanımlarından duyduğu hazzı nasıl bitiririz? Bir şeyler bulmalı, bir şeyler yapmalı, zihinleri bulandırmalı, çamur üretmeli ve Bayındır Memur-Sen'in üzerine boca etmeliyiz kıvranma moduna geçmişler. Masaya yapışma modundan, Bayındır Memur-Sen'e çamur atma moduna geçerken akıllarını, anlayışlarını da yitirmişlerdir.
Bayındır Memur-Sen 3. Dönem Toplu Sözleşme; sonuçlarıyla herkese kazandırdı. Bu süreçte sendikacılığa, sendikal duruşa, sendikal zemine dair "kazananlar ve kaybedenler", "kazandıranlar ve kahredenler" şeklinde iki ayrı fotoğraf çıktı ortaya. Şimdi "kaybedenler ve kahredenler “kulübünün iki mahkûm üyesinden birisi, "Kraldan Çok Kralcı" başlıklı yeni iftira senaryosu üzerinden, üye sayısındaki erozyonu durdurma, Bayındır Memur-Sen'le arasındaki farkı kapatma hayaline dalmış.
İrtifa kaybını giderir hevesiyle yalan söyleyenlerin ve iftira üretenlerin, her yalanı kendisini yalanlamaya her iftirası ise açıkça söylemediklerinin itirafına aracılık ediyor. Bayındır Memur-Sen'in yükselmesini ve kendilerinin ise erimesini durdurmaya heves ederek yeni bir yalan ve iftira üretiyorlar.
Kamu görevlilerinin büyük bölümünün sendikal duruşlarını "yancılık", sendikal birikimlerini "yalancılık", sendikacılıklarını da başkalarının kazandıklarını gaspa yönelik "fırsatçılık" olarak tescillediği masada ve sahada yetkisiz dönemin sendikası, yeni bir yalanla ve yine bir iftirayla "sahayı kirletme" operasyonuna girişmiştir.
Bayındır Memur-Sen olarak biz kazanan ve kazandıran, onlar ise kaybedenler kulübüdür. Kimilerinin hayal bile edemediği kazanımlarla başarımızı taçlandırdık, genel Toplu Sözleşme de alınan 43, hizmet kolu toplu sözleşmelerinde kazanılan 170 olmak üzere toplam 213 kazanım üreterek tarihe not düştük. Bugün kazanımlarımız tek tek hayata geçiyor, yeni kazanımlar için ise mücadelemiz sürüyor. 9 yıl masadan eli boş dönenler bunu anlayamaz.
Bayındır Memur-Sen olarak önceliğimiz kavga zeminde sendikacılığı yapmak değil, rekabet zemininde hizmet sendikacılığı yapmaktır. Hiç kimseyi sendika yöneticilerinin şerrinden dolayı üye olmak zorunda bırakmadık. Ve hiç kimse böyle bir iftirayı Bayındır Memur-Sen’e atma haddine sahip değildir.
Sözde sendikacıların, dönemin siyasi konjonktüründen faydalanarak, kurumlardaki idaricileri de baskı aracı olarak kullanıp, kısa süre içerisinde üye sayılarında hormonlu bir büyüme gerçekleştirdiği acı bir hatıra olarak çalışanlarımızın zihinlerine kazınmıştır.
Geçmişte yaşanılanlara bakarak sicili bozuk sendikal anlayışın bittiğini, hormonlu büyümenin aynı şekilde küçülmeye başladığını görmekteyiz. İşte bu zihniyet üye sayıları ile birlikte küçülmeye mahkûmdur.
Bayındır Memur-Sen kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede, kamu görevlilerimiz için her platformda vermiş olduğu mücadele ve elde etmiş olduğu kazanımlarının sonucunda istikrarlı bir şekilde büyümüş ve büyümeye devam edecektir.
Bu düzeyde iftira becerisine sahip olanların, zihinlerini sendikacılık alanında kullanma ahlakına sahip olacakları günü beklemek artık anlamını yitirmiştir.
Bu gönderiye henüz kimse yorum yapmadı