Bayındır Memur-Sen Tekirdağ İl Temsilci Başkanı Erkan Akkaya ve yönetim kurulu üyeleri, çalışanlarımızla bir araya geldi.
Toplantıda konuşan Bayındır Memur-Sen Tekirdağ İl Temsilci Başkanı Erkan Akkaya, “Memur-Sen’in bu kutlu mücadelesi 1990’lı yıllarda Mescidi aksa şiirinin şairi, akademisyen ve edebiyatçı yazar, Memur-Sen kurucusu merhum Mehmet Akif İNAN ve arkadaşlarının zorlu şartlarda yaptıkları mücadele ve attıkları tohumlar sonucu bugünlere gelmiştir” dedi.
Akkaya, “Memur-Sen Türkiye’deki sendikacılık anlayışında farklı bir çığır açtı. İnsanı, sadece insan olduğu için değerli görüyor, insanların dili, dini, ırkı, cinsiyeti, milleti ve ideolojileriyle ilgilenmiyor. Bizim ideolojimiz ekmek kavgamız, insan onuruna yaraşır bir ücret elde etmek, huzur ve barışın hakim olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışından yanayız” şeklinde konuştu.
Memur-Sen’in kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir zaman ilkeli duruşundan taviz vermeyerek, haklının yanında haksızlığın karşısında olduğu belirten Akkaya, “ Memur-Sen üyesi olarak bizim amacımız her zaman üzüm yemek olmuştur. Bu devlet hepimizin devleti, etnik kökeninden dolayı insanlara ayrım yapmak, dünya görüşünden dolayı insanları ötekileştirmek ve mezhep kavgalarına girmeyi her zaman yanlış kabul ettik ve asla bu tür kavgaların içinde olmadık. Bizleri birbirimize düşürmek isteyenlere pirim vermedik, kimseyi öteki olarak görmedik. Kimsenin dünya görüşü, etnik kökeni, mezhebi bizi ilgilendirmiyor. Bizim mücadelemiz, hak mücadelesidir. Hakkımızı savunma mücadelesidir” dedi.
Memur-Sen olarak 1 Milyon üyesi ile Türkiye’nin en büyük konfederasyonu ve 11 iş kolundan 11’inde yetkiyi Memur-Sen almıştır diyen Akkaya, “Burada bir başarı varsa hiç şüphesiz ki bu bize ALLAH’ın bir lütfüdür. Eğer bir başarısızlık var ise oda bizim şahsi beceriksizliğimizdir. Kanayan bir yara gördüm mü hep ciğerimiz yanar. Adam aldırma da geç git diyemeyiz aldırırız. Nerede bir mazlum görsek, onun derdi bizim de ciğerimizi dağlar. Suriye, Mısır, Irak, Filistin çağımızın insanlık sınavı verdiği yerlerdir. Kabil’in Habil’i öldürmesiyle başlayan bu kavga, asırlardır hep süregelmiştir. Bazen Kabil, Bazen Firavun olarak bazen Nemrud isimleriyle insanlara zulümler yapılmaktadır. Bizler Nemrud’un ateşine odun taşıyan karga değil, o ateşi söndürmek için minicik ağzıyla su taşıyan serçeleriz. Belki tek başımıza o ateşi söndüremeyiz ama en azından safımızı belli ederiz. Bizim safımız mazlumun yanı olacaktır her zaman. Bizler haksızlığa uğramamak için, haklarımızı hep birlikte aramak için sendikaya üye oluyoruz. Bu mantık Birlikten kuvvet doğar mantığıdır. Birey olarak yapamadıklarımızı örgütlenerek yapmak için buradayız” şeklinde konuştu.
Akkaya; “Çok partili sistemin icraya geçtiği 1950 yılından beri bu ülkede her 10 yılda bir darbe yaparak bu ülkenin elindeki birikimleri çalıp, milleti ezik ve güçsüz hale getirdiler. 15 Temmuz gecesi bu ülke yine bir ihanet girişimiyle karşı karşıya kaldı, ülkemizin önemli kurumlarında yuvalanmış bazı şer odakları ülkeyi ele geçirmek için haince bu millete saldırdı, tanklarla F16’larla silahsız, sivil halkın üzerine ateş açtılar. Ama bu millet “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz” diyerek büyük bir kahramanlık destanı yazmış ve tanklara ve F16’lara haddini bildirmiştir”
Bu gönderiye henüz kimse yorum yapmadı