Bayındır Memur-Sen 4. Büyük Türkiye Buluşması Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde büyük coşkuyla gerçekleştiriliyor.
Programa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, önceki dönem Konya Milletvekili ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, Memur-Sen Geneş Başkanı Ali Yalçın, Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hamza Öksüz, Bayındır Memur-Sen Genel Sekreteri Fikret Onhan, Bayındır Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları Taner Düzgören, Levent Tosun, Gökhan Şimşek, Bayındır Memur-Sen Şube ve İl Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Bayındır Memur-Sen Kadın Komisyonu Yönetim Kurulu Üyeleri, çok sayıda davetli ve misafir katıldı.
Programın açış konuşmasını gerçekleştiren Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Soner Can Tufanoğlu, Memur-Sen’in kendisini sadece bir emek hareketi olarak görmediğinin altını çizdi. Tufanoğlu, “Evet, biz emek örgütüyüz. Evet, biz kamu görevlilerinin haklarını koruyan, artıran, çalışma şartlarını, özlük haklarını, insan onuruyla bağdaştırmak için ter akıtan, ülkemizin erdemli sendikal aklıyız. Ama biz aynı zamanda milletin, ümmetin, insanlığın derdiyle dertlenmeyi emek mücadelesinden ayırmayan bir hareketiz. İnsanı ve insanlığı felaha, refaha ve huzura kavuşturmayı vazife bilen soylu bir sendikal hareketiz” şeklinde konuştu.
Bayındır Memur-Sen’in krizlerin ve pandeminin hayatı etkilediği bir süreçte de ilkelerden taviz vermeden hayatın her alanına dokunmaya devam ettiğini belirten Tufanoğlu, “Çünkü biz dünyaya söyleyecek sözümüzün olduğuna inanmış bir örgütüz. Bu söz öyle etkili bir söz ki; bugün dünyayı kasıp kavuran adaletsizliklere, sömürüye karşı adaleti, hürriyeti bütün insanlık için talep etmektedir. Mücadelemizi soylu bulmamızın nedeni budur. Memur-Sen; zalimlere karşı direnişin merkezi, mazlumlar için diriliş nefesidir. Bize çağın erdemlileri vasfı kazandıran, vefa elbisesiyle yol aldıran budur” ifadelerini kullandı.
‘’Yaraları Sarmaya Çalışan Sendikayız’’
Darbeci zihniyetin her daim karşısında durduklarını ifade eden Tufanoğlu, ‘’Bin yıl sürecek dedikleri, tehditle, korkutmayla yıldıracaklarını düşündükleri 28 Şubat post modern darbesine, başörtü zulmüne son veren sendikayız. Emperyalist düzenin kirli kalemlerinin ülkemizde kendi yazdığı kendi oynadığı tüm oyunları bozup Gezi’de faiz lobisine dur diyen, 15 Temmuz’da hain kalkışmaya karşı milli iradenin yanında ön saflarda yer alan sendikayız. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınında da devletimizin ve milletimizin yanında yer alarak şimdi vefa zamanı diyen, biz bize yeteriz kampanyasına 10 milyon TL bağışta bulunarak sendikacılıkta emek ve özgürlük mücadelesini verirken, vefasını kaybetmeyen sendikayız.
2021’in yaz aylarında ülkemizin muhtelif yerlerinde yaşanan ve ciğerlerimizin yandığı orman yangınlarında, ormanlarımız yeniden yeşersin diye yaklaşık 3 milyonluk yardım yapan sendikayız. Ülkemizi derinden sarsan 6 Şubat depremlerinde, depremin yaşandığı ilk andan itibaren gerek Memur-Sen arama kurtarma ekiplerimizle gerekse düzenlenen yardım kampanyalarıyla depremzede kardeşlerimizin yanında olan, yaralarını sarmaya çalışan sendikayız’’ dedi.
‘’Mevcut Hükümlerle Sorunlar Çözülemez’’
4688 Sayılı Sendikalar Kanunu’nda değişiklik yapılası gerektiğine dikkat çeken Tufanoğlu, ‘’Yetkili sendikanın hakkı olan Dayanışma aidatının ödenmesinin sağlanmalı, Toplu sözleşme süreci en az iki ay olmalı, kamu görevlilerine grev hakkı verilmeli, hakem heyeti ve Toplu Sözleşme masasının yapısının değiştirilmeli, Toplu sözleşmenin kapsamının genişletilmelidir. Ayrıca hizmet kolumuzdaki kamu çalışanlarımızın acil çözüm beklediği öncelikli konular var.
Her alanda ülkemizin kalkınmasına ve imarına öncülük eden kamuda çalışan mühendis ve teknik elemanlarımızın mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi için, yasal düzenlemelerin yapılarak meslek kanunun çıkarılmalı, kamuda bozulan iş barışının sağlanması için 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek ek göstergenin verilmesi, ek göstergelerdeki ara kademelerdeki yansıtma kat sayılarının artırılmalı,
Yüksek risk altında görev yapan AFAD çalışanlarımıza AFAD tazminatının ödenmeli, Tapu Müdürlüklerimizde yoğun iş yükü altında hizmet veren Tapu çalışanlarımızın iş barışının tesisi, mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi için tek unvan uygulamasına geçilmeli, Karayollarında görev yapan çalışanlarımız için aldığımız kar tazminatının kapsamının genişletilerek Karayolları tazminatı olarak revize edilmelidir.’’
‘’Biz Büyük Bayındır Memur-Sen Ailesiyiz’’
Konuşmalarını sürdüren Tufanoğlu, ‘’Bizler insana ve insanı yücelten değerlere, insan onuruna sahip çıkan, Büyük Bayındır Memur-Sen Ailesiyiz. Nerede ihtiyaç varsa orada olan, vicdanlarımızın yardım eli AFAD çalışanlarıyız. Yaşadığımız acı felaketler gösterdi ki yeniden şehirler kuran, ülkemiz için hayati önem sahip kentsel dönüşüm projelerini yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışanlarıyız.
Ülkemizin alt yapı yatırımlarının finansmanını sağlayan ve yapan İller Bankası çalışanlarıyız. ‘Tapu bir ülkenin namusudur’ anlayışıyla hareket eden Tapu ve Kadastro çalışanlarıyız. ‘Gidemediğin yer senin değildir’ sözünü şiar edinen Karayolları çalışanlarıyız. TOKİ, GAP, DOKAP, DOP çalışanlarıyla, Türkiye Yüzyılının inşasına öncülük eden iş yeri temsilcisinden, şube başkanına, il başkanlarımızdan Genel Başkanına kadar biriz ve bütünüz.
Bayındır Memur-Sen olarak, geleceğimizi imar ve inşa ederken birlik ve beraberlik içinde yeni zirvelere yürüyeceğiz. Yeni zirvelere yürürken adaletten ayrılmayacağız, ehliyet ve liyakati benimseyip istişare etmeyi unutmayacağız. Yeni zirvelere yürürken vefamızı ve merhametimizi kaybetmeyeceğiz. Önce davam, önce ülkem, önce milletim diyerek daha çok çalışacağız’’ şeklinde konuştu.
‘’Şimdi NATO’da İsveç’e Veto Zamanı’’
4. Büyük Türkiye Buluşmamızda konuşan Konfederasyon Genel Başkanımız Ali Yalçın, NATO’da İsveç’e veto verilmesi gerektiğini söyledi. Yalçın, ‘’İsveç, bizim şehitlerimizin, askerlerimizin katillerinin, PKK’nın yuvası olmuş ve merkez üssüne dönmüştür. İsveç’in şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde NATO’ya üyeliği oylanacaktır. Siyasi partilerin nasıl karar verdiği önemli değil. Ben milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum: Bir ABD, bütün dünyayı BM’de veto ediyorsa, bu anlamda BM’deki hiçbir ülkenin bir anlamı yoksa; şimdi bütün milletvekillerine çağrıda bulunuyorum; NATO üyeliğini iptal edin! Vetonun ne olduğunu ABD de öğrensin!’’ dedi.
‘’Mühendislik Meslek Kanunu İçin Mutfak Çalışması Yapıyoruz’’
Konuşmalarını sürdüren Yalçın, Meslek Kanunu’na da dikkat çekerek, ‘’Devlet adalet ve hakkaniyet üzerine yürümeli. Tekil düzenlemeler bütün hikayeyi bozdu. Bütün sıkıntısını kamuda biz çekiyoruz. İnsanımız bizi buluyor ve öfkesini bize yansıtıyor. Bu açıdan düzenlemeler adaletli olmalı. Üzerimize düşeni yapmanın gayreti içerisindeyiz. Mühendisler için mühendislik meslek kanunu olmadan bu gemiyi toparlamak mümkün değil. Bu konuda da sendikalarımızla mutfak çalışması yaparak üzerimize düşeni yapmaya gayret göstereceğiz’’ ifadelerini kullandı.
‘’Dünyada Adalet Olsun İstiyorsak Gayreti Başkasından Bekleyemeyiz’’
Bütün insanlık için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Yalçın, ‘’Bu yükümlülük bizim omuzlarımızdadır. Bu hissiyatla devamlı hareket halindeyiz. Gazze ve mazlum coğrafyalar için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bizim kuruluş gerekçemiz. Kuruluşumuz üç sac ayak üzerine kurulu: Üyemiz, ülkemiz ve yer küremiz. Biz sadece salt ücret sendikacılığı yapmayacağız. Ücret sendikacılığını da içinde bulunduran hizmet sendikacılığı da yapacağız. Yelpazeyi geniş tuttuğumuz için diğerlerinden ayrılıyoruz.
Biz, dün köhne zihniyetlerin sopası korsan gemilerin limanına dönüşen, milletin inancıyla karşı karşıya gelip dalga geçen, demoklesin kılıcı gibi milletin ensesinde soluyan, örgütlü yapılarıyla örgütsüz geniş kitleleri sindirmeye çalışan, turnike koymaya çalışan, kamusal alan yalanını uydurmaya çalışan, toplumu yaftalayan, insanları etiketleyen zorba zeminlere itiraz için kurulduk. Geldiğimiz noktaya da şükrediyoruz. Ülkenin demokratikleşmesini, dünkü tortuların ortadan kaldırılmasını, korkuların geride bırakılmasını, kamusal alan yalanının tarihin çöp sepetine atılmasını, katsayı adaletsizliğinden milli güvenlik sorunlarına varana kadar her şeyin artık geride kalmasına ve ülkenin nefes almasına vesile olan bir teşkilat olarak yeryüzünde nerede bir mazlum ve mağdur varsa, onların dilini ya da dinini sormayız. Mazlumun dini sorulmaz. Bizim durduğumuz nokta, insan onur ve haysiyetinin yükseltilmesidir. Ten rengimiz farklı olsa da ter rengimiz aynı. Göz rengimiz farklı olsa da göz yaşımızın rengi aynı’’ ifadelerini kullandı.
‘’Memur-Sen Yerli ve Milli Bir Sendikadır’’
Programa katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Memur-Sen’in yerli ve milli bir sendika olduğuna dikkat çekti. Tuzcuoğlu, ‘’Mehmet Akif İnan, şair kişiliğinin yanında Memur-Sen’in kuruluşuna imza attı. Yerli ve milli bir yapının teşekkül etmesini sağladı. Onun izinden giden bu büyük aileyi de takdir ve tebrik ediyorum. Türkiye’de memurların hakkını savunuyorum diye çalışmalar yapan bazı sendikaların da hakikaten yerlilikten ve millilikten ne kadar uzak olduğuna şahit oluyoruz’’ dedi.
‘’Sendikanın Topluma Karşı Sorumlulukları Var’’
4. Büyük Türkiye Buluşmamıza teşrif eden önceki dönem Konya Milletvekili ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, ‘’Sendika, yaşadığı toplumun değerlerini yüceltmek, varlığını devam ettirmek ve geleceğini inşa edecek çalışmaların içerisinde olmalıdır. Bu açıdan Memur-Sen’in amaçları çok yönlüdür. Medeniyetimizin değişimi, dönüşümü için uğraşırken, aynı zamanda kamu görevlilerimizin haklarını da genişletmek için uğraşır. Memur-Sen’in bugünlere gelmesinde, Türkiye’nin en güçlü örgütlü yapı olmasında edindiği vizyon ve misyon vardır. Ben de bu çatı altında yetiştiğimi göğsümü gere gere her yerde söyleyebiliyorum. Memur-Sen olmak bu milletin kendisi demektir. Örgütümüzün mensupları da bu şekilde aidiyet göstererek davamıza, medeniyetimize sahip çıkması gerekiyor’’ şeklinde konuştu.
4. Büyük Türkiye Buluşmamızın ilk günkü programlarında, katılımcılarımıza özel eğitimler de gerçekleştirildi. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hamza Öksüz, konfederasyonumuzun önemli hizmetlerinden biri olan Kırmızı Kurumsal'ın tanıtımını gerçekleştirdi. Memur-Sen Toplu Sözleşme Koordinatörü Raşit Eğin, 'Sendikacılığın Temel Kavramları ve Toplu Sözleşme konulu, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müşaviri Selim Cerrah 'Teşkilatçının Yol Haritası' konulu, Memur-Sen Hukuk Müşaviri Ahmet Günenç de 'Kamu Görevlileri Sendikacılığı' konulu sunumunu gerçekleştirdi.