Kamu görevlilerinin önümüzdeki iki yıl boyunca ekonomik, özlük ve sosyal haklarının görüşüldüğü 7. Dönem Toplu Sözleşme Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantı ile başladı.
Gerçekleştirilen toplantıya; Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yanı sıra Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ile teknik heyetler katıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın konuşmasıyla başlayan toplantıda Memur-Sen’in talepleri ele alınarak çalışma takvimi belirlendi.
Toplantının açılış konuşmasında küresel gelişmelerin ekonomiye etkisine değinen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “7. Dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmeleri’ çalışmalarımızın sonucunda, mutabakata vararak ‘Toplu Sözleşmemizi inşallah hayırla ve uzlaşma içinde sonuçlandırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Ülkemizin kamu örgütlenmesinde bugün geldiği nokta büyük bir başarıdır”
Türkiye’de kamu sendikacılığında yüzde 75’lik örgütlenme oranının gelişmiş birçok ülkenin üzerinde olduğunu sözlerine ekleyen Işıkhan, “Dünyada, sendikalaşma oranlarının en yüksek olduğu İskandinav ülkelerinde bile yüzde 60’lar seviyelerinde sendikalaşma olduğu düşünüldüğünde ülkemizin kamu örgütlenmesinde bugün geldiği nokta büyük bir başarıdır. Bu seviyeyi yakalamamızda Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde; örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmasının, örgütlenmeyi teşvik eden politikalarımızı uygulamaya aktarmamızın, ülkemizdeki çalışma barışına ve demokrasiye verdiğimiz önemin yanı sıra siz sendikalarımızın da çok önemli katkıları bulunmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
2010 yılında Anayasada yapılan düzenleme ile kamu görevlileri sendikacılığı alanında mali ve sosyal hakların belirlenmesinde ‘Toplu Görüşme’den ‘Toplu Sözleşme’ ye geçildiğini hatırlatan Bakan Işıkhan, “Artık bu masada alınan ve mutabakata varılarak imzalanan kararlar ‘Toplu Sözleşme’ metni olarak kamu personel sisteminde doğrudan uygulanabilen bir mevzuat niteliğini almış durumdadır. Hükümet olarak paydaşlarımızla her şartta ve her ortamda diyaloğa açık olduk. Kamu görevlileri sendikalarımızın görüş ve önerilerini dikkate alarak personel politikalarını belirlemeye büyük özen gösterdik. Politikalarımızı belirlerken ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturu ile hareket ettik. Yönetime katılma ve sosyal diyaloğun geliştirilmesi amacıyla; Kurumsal düzeyde Kurum İdari Kurulları’nı etkin hale getirdik. Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu kurduk. Bu kurulu daha işlevsel hale getireceğiz” açıklamasında bulundu.
Bakan Işıkhan, çağın modern insan kaynakları yönetimlerinin kamu personel sisteminde hayata geçirilmesi, ileri demokrasilerin katılımcı bir yönetim anlayışının vazgeçilmez unsuru olan sosyal diyalog mekanizmalarının işletilmesi bizim için çok önemli olduğu vurgusunu yaparak, “Çalışma hayatımızın en önemli aktörlerinden biri olan kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonlarıyla yapacağımız ‘7. Dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmeleri’ çalışmalarımızın sonucunda, mutabakata vararak ‘Toplu Sözleşmemizi inşallah hayırla ve uzlaşma içinde sonuçlandırmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Yalçın: Sabit gelirliler ekonomiden en çok etkilenen kesimi oluşturuyor
Kamu Görevlileri Heyet Başkanı olarak konuşmasını gerçekleştiren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen’in makul tekliflerle geldiğinin altını çizerek alım gücü düşen kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğüne vurgu yaparak “Pandeminin ardından yaşanan küresel ekonomik kriz ve bölgesel savaşın etkisiyle; ekonomiye dair politikalar değişmiş ve bu değişimden en çok sabit gelirliler etkilenmiştir. Gelir eşitsizliğinin arttığı, orta ve alt gelirin gruplarının yaklaştığı, sermayenin gelirinin katlanarak büyüdüğü, tasarruf politikalarının ve dolaylı-doğrudan vergilerin sabit gelirliler üzerine yüklendiği, az alandan çok, çok alandan az vergi sisteminin reel alım gücünü düşürdüğü, bir dönemi yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kamu görevlilerinin geçim derdinin artığının altını çizen Yalçın, beklentilerinin bu gerçekler ışığında görülmesi gerektiğini belirterek “Kira artışları başta olmak üzere, market sepetine yansıyan enflasyon, emtia fiyatlarında yaşanan yükseliş; maaş ve ücretlerin büyük bir bölümünü kapsamakta ve geçim derdini büyütmektedir. Hal böyleyken, kamu görevlileri ve sabit gelirlilerin 6 ayda bir gerçekleştirilen ücret artışıyla ayakta durmasına göz yummak Türkiye’nin büyüklüğüne ve gücüne yakışmamaktadır” diye konuştu.
“Kamudaki ücret dengesi bozulmuştur, bu masada telafi edilmelidir”
Vergi artışları, enerji maliyetleri, döviz kurundaki artış ve enflasyon rakamlarındaki yükselişi örnek veren Genel Başkan Yalçın, “kamu hizmeti kalitesinde yaşanan artış ve verimliliğe binaen maliyet minimizasyonu ile kamu görevlilerine aktarılan payın azaldığı, katılımcı demokrasinin düştüğü, öngörülebilirliğin zorlaştığı bir süreç içerisinde Toplu Sözleşme masasına oturmaktayız. Tamda bu noktada Toplu Sözleşme masası; eksikliklerin ve eşitsizliklerin giderilmesi, emeğin hakkının verilmesi için en etkili mekanizmadır. Sosyal tarafları devre dışı bırakarak, Toplu sözleşme masası dışında yapılan ara düzenlemeler; kamudaki ücret dengesini baypas etmiştir. Bu eşitsizliklerin ve çarpık uygulamaların telafisi; 7. Dönem Toplu Sözleşme masasında giderilmelidir” şeklinde konuştu.
Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin çözüm bekleyen sorunlarına sonuç üretmesi, adil paylaşıma imkan tanıması ve ekonomik krizin izlerinin silinmesine fırsat tanıması yönüyle önem verdiklerini belirten Yalçın, “Toplu sözleşmenin uzlaşmayla tamamlanması kadar, toplu sözleşme hükümlerinin etkisinin azaltılmaması da önemlidir. Bu yüzden fiyat istikrarı yoksa istediğiniz kadar yüksek zam oranına imza atın, enflasyon süpürüp götürecektir. Masanın dışında gelişen beklenmedik durumların faturası kamu görevlilerine kesilmemelidir. Memur-Sen olarak, bütün istişari süreçleri sonuna kadar işleterek, üyelerimizin, temsilcilerimizin, yöneticilerimizin ve genel merkezimizin görüşlerini alarak bu dönem daha önceki süreçlerden farklı bir yüzdelik zam teklifinde bulunduk. Teklifimizin gerekçesi daha önce ifade etmiş olduğum verilerin ve 2024 yılına ilişkin beklentilerin temelinde yatmaktadır. İşte bu sebeple, kayıpları en aza indirmek için; 2024 yılında maaş/ücret artışlarının 3’er aylık dönemlerle yansıtılmasını teklif ettik. Bu teklifimizin haklılığı ve makuliyeti kamu görevlilerimiz tarafından görülmüş ve takdir edilmiştir” ifadelerini kullandı.
“Emeğin temsili güçlü olsun, emeğin sesi yüksek olsun”
Yalçın, 1 ay gibi kısa bir sürede 25 milyon ailenin bütçesini, 85 milyon vatandaşın her birini etkileyecek olan toplu pazarlıkta; genel hükümler bakımından 129 teklif hizmet kollarımızla birlikte toplamda 936 teklifimizi görüşeceğiz. Bu kadar geniş bir kitleyi etkileyen, Türkiye’nin en büyük sosyal politika aracı olması yönüyle önemli olan bu sistemin; yetkinin hakkına yaraşır, masanın taraflarına yakışır, emeğin hukukunu koruyan ve günün şartlarına uygun olacak şekilde güncellenmesi tercih değil elzem olmuştur. Biz diyoruz ki; emeğin temsili güçlü olsun, emeğin sesi yüksek olsun, masa yasaya takılmasın, hakem adil dağılsın, alelacele kararlarla belirli gruplar memnun edilmesin, ek Protokol yapılarak bütün herkes memnun olsun, Sayın Bakan, sizden, kamu görevlileri sendikacılığı alanına ve toplu sözleşme masasına dair eksikliklerin, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin giderilmesini, örgütlenme özgürlüğünün artırılmasını, yasanın evrensel ilkelere uyumlu hale getirilmesini bekliyoruz” dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın konuşmasının sonunda bir kez daha 2024-2025 yıllarına ilişkin kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük hakkı ile çalışma şartlarına yönelik teklifleri aktardı: