Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dinimiz, bireycilikten çok bir araya gelmeyi teşvik etmesiyle hakları için bir araya gelmeye yani örgütlenme özgürlüğüne, bireyin meşru haklarını inkar edene ya da kötü muamele de bulunana ya da kendi haklarını savunurken haksızlığa maruz kalanlara bu haksızlığa karşı çıkmayı emretmesiyle grev yapılması, özgür iradesiyle iki tarafın yaptığı her türlü meşru anlaşmayı uygun görmesiyle toplu görüşme ve sözleşme gibi sendikaların kullandığı temel mekanizmaları uygun bulmakta ve kapsamaktadır. Bu yönüyle sendikalar, adaletle hakkını arayanının ve ihtiyaç sahibinin yanında durarak aslında Yüce Dinimizin gelenek ve amaçlarına da hizmet etmektedirler. Bu sebeple sendikacılık alanında ilk ve en güzel örnekleri tarihe kazıyan bir medeniyetin, toplumlara yol gösterici olduğu hususlarda amansızca eleştirilmesi ne vicdana ne de amaca uygun düşmektedir.”
İslam Coğrafyasında yaşanan mağduriyetlere değinen Bakan Müezzinoğlu, “Maalesef bugün sadece çalışma hayatında bir zayıflık ve hak gasbı değil, hayatın tüm evrelerinde dünyanın bir çok yerinde ve özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda özellikle de Müslümanlar mağdur edilmektedir. Tam bu noktada sivil toplumun önemi ve geleceği inşadaki rolü de akıllara getirilmeli, birlikten güç doğar anlayışı ile hareket edilmelidir. Bugün İslam dünyası olarak bizlerin de en çok ihtiyaç duyduğu husus budur. Temellerini attığımız sistemin dümenine geçme vakti gelmiştir. Söz kalabalık olmaktan çıkarılmalı, manasına kavuşturulmalıdır. Türkiye olarak biz bugün bu noktada üzerimize düşeni yapma gayreti içerisindeyiz. Sivil Toplum konusunda hükümetimizin özel bir hassasiyeti bulunmaktadır.
Bir örnek verilecek olursa, kamu görevlileri sendikacılığına yönelik istatistiklere baktığımızda; 2016 yılı itibarıyla; 11 hizmet kolunda kurulu toplam 170 sendika ve 10 konfederasyon bulunmakta, 1 milyon 756 bin 934 sendika üyesi toplam kamu görevlisi sayısı yer almakta olup, sendikalaşma oranı yüzde (%) 71,64 düzeyindedir. Biz AK Parti iktidarları olarak sivil toplumu ilk andan itibaren destekledik ve bugün bunun meyvelerini toplamaya başladık. Peki neler yaptık; Demokratik yönetimin yerleşmesi, sivil toplum alanının genişletilmesi ve örgütlenme özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla 2004 yılında yeni Dernekler Kanunu’nu yürürlüğe koyduk. Dernek kurma hakkına getirilen kısıtlamaları kaldırdık. Kamu görevlileri ve öğrencilerin dernek üyesi olabilmelerinin önündeki engelleri kaldırdık. 2012 yılında, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri yeni bir bakış açısıyla ele alan yeni “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu”nu çıkardık. Sivil toplumun güçlendirilmesi yolunda önemli bir adım olarak yeni “Vakıflar Kanunu” çıkardık. Onlarca düzenlemenin içinden verdiğim bu küçük örneklerle ne tür sonuçlara ulaştık diye soracak olursanız eğer, AK Parti öncesi 5 milyon olan sivil toplum kuruluşları üye sayısının, AK Parti döneminde %100’lük bir artışla 10 milyonu aşması cevabını vermek isterim. İslam dünyasının bir parçası olarak biz sivil toplumu destekliyor ve bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm İslam aleminin sivil toplumu önemsemesi ve artık sözün sahibine geçmesi dileğimle, Memur-Sen’e bu tür uluslararası çalışmalarında destek olacağımız sözünü vererek, alanında yaptığı öncülük için kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.
Bu gönderiye henüz kimse yorum yapmadı