Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle yazılı bir açıklama yayınladı. Asrın felaketi nedeniyle buruk bir 8 Mart geçireceklerini ifade eden Aydın, "Ülke olarak yaşamakta olduğumuz bu zor günlerin birlik ve beraberliğimizin perçinlenmesine vesile olmasını diliyoruz" dedi.
Her yıl; alın terinin kutsallığını haykırdığımız, kadın çalışanların haklarını savunduğumuz, insan onuruna yaraşır çalışma şartları için teklif ve taleplerde bulunduğumuz 8 Mart’ta, bu defa toplum olarak hep birlikte ‘Asrın Felaketi’ olarak adlandırılan bir depremler fırtınasının yol açtığı yaralarımızı sarıyor; “Şimdi Dayanışma Vakti” diyerek tüm kadınlarımıza yardım elimizi uzatıyoruz. 81 ilde seferber olan kadın komisyonlarımızın şefkatli, çalışkan ve duyarlı kadınları sayesinde Anadolu irfanının canlı sesini, canlandıran nefesini yeniden duyuyor; memleketimizin birlik ve beraberlik yolunda tek vücut oluşuna şahitlik ediyoruz.
Aziz milletimizin hak arayışı ve özgürlük mücadelesinde gerçek bir adres olan Memur-Sen’imizin Kadın Komisyonu olarak, toplumun ve ailenin temel dayanağı gördüğümüz kadınlarımızın, hiçbir sorun ve sıkıntısına uzak kalmadık. Bir yandan kamu vicdanını uyaran olaylarda gerekli inisiyatifi ve sorumluluğu aldık, diğer yandan iş ve aile hayatı uyumunun gerekliliğine dikkat çektik; çalışma hayatındaki varlığını önemsediğimiz kadınlarımızı, aile kurmak ile kariyer yapmak arasında bir tercihe mecbur bırakmamak için yoğun çalışmalar yaptık, yapıyoruz. Bu bağlamda kadının analık hakkı, süt ve doğum izinlerinin iyileştirilmesi, talebe bağlı esnek çalışma modellerine geçilmesi, evde bakım ve kreş imkânlarının geliştirilmesi, çalışma hayatının terörü olan mobbinge karşı sıfır tolerans esasıyla mücadele verilmesi hususlarında öncülük yapmaya devam edeceğiz.
Bugün de hepimizi derinden üzüp etkileyen depremin yaşandığı bölgede, sağlık ve kolluk çalışanları dâhil bütün kadın kamu çalışanlarının idari izinli sayılması için gerekli çalışmalar yapılmalı; sorunun çözümü noktasında somut adımlar atılmalıdır.
Bütün tarihimiz ve medeniyetimiz boyunca hayatın her anında, alanında ve bütün katlarında aktif, hayati rol üstlenmiş kadınlarımız yılın sadece bir gününde iki satırlık tebrik mesajlarıyla değil yılın her günü hatırlanmalı ve önemsenmelidir. Zira kadın, bütün maddi manevi katkı ve katılımıyla toplumun yapı taşıdır. Biz medeniyet görgü ve değerlerimiz gereği onu sadece işgücü yönüyle ve maddi kriterlerle değerlendirmeyiz. Millet olarak bizim varoluş değerimiz ve gücümüz kadın-erkek çatışmasına dayanmayan müşterek uyum ve bütünlükten kaynaklanır. Çalışma ve toplum hayatı içinde bizler için önemli olan haklarda adaletin; fırsatta eşitliğin sağlanmasıdır. İşe alımlarda, iş yerindeki ilişkilerde ve çalışma usullerinde de dengenin gözetilmesi gerekmektedir.
Kadınlar olarak ve özellikle üretimden doğan işlev ve gücümüzle topluma, hayata katkı ve katılım noktasında sendikal aidiyetimiz önemlidir. Kamu kurumlarında sendikalaşmanın yasaklı olduğu tarihlerde kadınların çalışma şartlarının pek iyi olduğu söylenemezdi. O süreçlerde, din ve vicdan hürriyeti bağlamında en temel haklarından biri olan ‘örtünme hakkı’ bile iş yerlerinde tanınmamakta; bir kadın, memur olmak istediği zaman başını açmak zorunda bırakılmaktaydı. Sendikamız çatısı altında örgütlü gücümüzle verilen soylu hak ve özgürlük mücadelesi ile bütün bu gayrimeşru zorbalıklar aşılmış, hak gaspına ve dayatmalara dayalı yasaklı dönemlerden, hakların güvence altına alındığı yasalı döneme geçilmiştir. 21 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda görüyoruz ki büyük ilerleme kaydedilmiştir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, bu günün hak ve kazanımlar yolunda bir meşale işlevi görmesini temenni ediyor; ülke olarak yaşamakta olduğumuz bu zor günlerin birlik ve beraberliğimizin perçinlenmesine vesile olmasını diliyoruz.